NE ARADIĞINI BİLMEYEN, BULDUĞUNU ANLAYAMAZ!
Doktor Nazım, Abdülhamit devrinin ilk "Genç Türk’lerindendi.’’ Genç Türkler Hareketi, Abdülhamit istibdadına ve Osmanlı Devleti’nin, yıkılışa doğru her gün artan bir hızla gidişine karşı bir kurtuluş yolu aramak gayretinden doğdu. Hareket evvelâ Tıbbiye ve bazı yüksek okul öğrencileri arasında başladı. Ve Türkiye'de ilk İttihat ve Terakki Cemiyeti, evvelâ Tıbbiye Mektebi avlusunun bir köşesinde, birkaç tıp öğrencisi arasında kuruldu (1889)
Bu gizli genç topluluklarının ilk gıdası, Namık Kemal'in vatan şiirleri, Vatan yahut Silistre, Âkif Bey gibi piyesleri oldu. Sonra birbiri peşinden yurtdışına kaçan genç Türklerin Paris, Cenevre ve Kahire'de neşrettikleri ve memlekete o zamanki postaneler vasıtasıyla sokulan ihtilâlci gazeteler yayınlanmaya başlandı.
İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin Paris'te kuruluşu, gene aynı yıla, Fransız İnkılabı’nın tam 100.yıldönümüne (1889) rastlar, İstanbul’daki Gizli İttihat cereyanının önderleriyle Paris'teki Genç Türkler arasında (liderleri Ahmet Rıza Bey) bu sırada bir bağıntı kurulur. Paris, bu hareketin merkezi olur ve Doktor Nazım bu merkezde İstanbul’u temsil eder. Cemiyetin evvelce "Ittihad-ı Osmanî" olan ismi "İttihat ve Terakki" olarak kararlaştırılır.
Avrupa'daki Genç Türkler Hareketi'nin az çok fikir hareketi şeklindeki ilk kongresi, 1902'de ve saltanat hanedanına mensup Prens Sabahattin Bey’in başkanlığında oldu. Kongre, yalnız ittihat ve Terakki mensuplarını değil, birçok temsilcileri, Osmanlı azınlıklarına mensup olan "Genç Türkler"i toplamıştı. Toplantı bir Fransız enstitü üyesinin evinde yapıldı. Türkiye'de ilk meşrutiyetin kurucusu (1876) Mithat Paşa’nın oğlu da burada üye olarak bulundu. Bu suretle meşrutiyet ülkücülüğü, ilk kahramanına maddî ve manevî bir bağla bağlanmış oluyordu.
Doktor Nazım, meşrutiyetin ilânından önce gizlice Türkiye'ye döndü. Bir aralık Selânik'te Hafız Yakup Efendi ismi ile dolaştı. Sonra İzmir’de, kenar bir mahallede, Yakup Ağa adını takınarak bir tütüncü dükkânı açtı. Dükkânın üstünde küçük bir odası da vardı. Burası, ihtilâlci arkadaşlarının ve bilhassa genç zabitlerin bir gizli toplantı yeri olarak kullanılıyordu.
Doktor Nazım; mahallede ya kendini saydırmış yahut da herkesi yıldırmış bir sert adam olarak tanınıyordu. Polisler, bekçiler yahut sağanak yağmurlardan sonra sel basan bir mahalle halkı namına, İzmirli külhanbeylerle o başa çıkabiliyordu. Hatta bir defasında, İzmir Valisi’nin karşısına dikildi. Valiye belâlı bir göçmen ağzıyla âdeta........
© Önce Vatan
visit website