menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

TÜRK MİLLETİ ATATÜRKÇÜ OLMAK ZORUNDADIR

47 0
08.05.2024

Bugün “Atatürkçülük” konusu halâ Türk toplumunda tartışılmaktadır. Bazıları Atatürkçülüğü tutunulacak tek dal olarak görüp kayıtsız şartsız sahiplenirken, bazıları çok gereksiz olduğunu savunmaktadır. Bazıları da Atatürk'ün bizzat kendisine ve O'nun ölümünden 86 yıl geçmesine rağmen yaşatılan düşünce sistemine doğrudan düşmandır. Ata’ya ve eserine düşman olan cahil ve aldatılmış gruplar, kendini Atatürkçü olarak tanımlayanlara karşı büyük bir kin ve düşmanlık beslemekte ayrıca bunu eylemleriyle her fırsatta ortaya koymaktadırlar.

Nereden nereye gelindiğini bilirsek, “Bugün Neden Atatürkçü olmalıyız ? sorusunun cevaplarına ulaşabiliriz. Bir bakıma Türkiye Cumhuriyetine Osmanlı Devletinden devredilen sosyal ve ekonomik mirası anlamadan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ulaştığı başarı seviyesinin değerlendirilmesini yapamayız.

- 1911 Trablusgarp Savaşı, 1912-1913 Balkan Harbi, 1914-1918 Birinci Dünya Harbi, 1919-1922 Kurtuluş Savaşı ile tam 11 yıl süren savaşların sonunda 1923’e gelindiğinde milletimiz yorgun, bitkin ve çok yoksuldu.

- Toprağını işleyecek, tarımını ve endüstrisini ilkellikten kurtaracak, yani kalan vatan toprağına sahip çıkacak insan gücünü cephelerde eritip bitirmiştik. Erkek nüfusu % 40'lara inmişti ve onlarda cepheye gidemeyen hasta ihtiyarlar, yaralı gaziler ve çocuklardan meydana geliyordu.

- Türkler cephelerde savaşıp ölürken ülke genelinde ticaret ve sanayi kuruluşlarımızı sahiplenen gayrimüslim tebaanın (Hristiyan ve Yahudi) büyük bir kısmı mübadele antlaşmaları ile yurdumuzu terk etmişlerdi.

- Vatanın her köşesi harpten nasibini almış, yanmış, yıkılmış ve tam bir harabe görünümünde idi. Sanayi tesislerimiz yoktu ve şekerden kumaşa, iğneden ipliğe kadar tüm zaruri ihtiyaçlarımızı dışarıdan satın alıyorduk.

- Birkaç şehir dışında kasaba ve köylerimize ulaşacak yol yoktu. Üretilen meyve ve sebzeler yol olmadığı için diğer bölgelere ulaşmıyordu..

- İnsan kaynaklarımızı yetiştirecek yeterli okullarımız ve bu okullarda öğretmenlik yapacak yetişmiş insan gücümüz yoktu. Baştan başa yeniden inşa edilmeyi bekleyen ülkemizde kalifiye işçi, usta ve eğitimli insan sayısı birkaç yüz kişiyi geçmiyordu. Ülkemizdeki üniversite mezunu sayısı sadece 3000 kişi civarında idi. Üniversitelilerin yüzde doksanını Harbiyeli, Tıbbiyeli ve Medreseliler oluşturuyordu. Üretime katkıda bulunacak, Ticaret, tarım, sanayi ve teknolojimizi geliştirecek teknokratların sayısı birkaç kişiden ibaretti.

- Yeraltı ve yerüstü doğal zenginliklerimizin işletmek bir yana, nerede nelerimizin olduğunu dahi bilmiyorduk. Ayrıca Liman ve demiryolu işletmelerimiz yabancı şirketlerin elinde idi.

- Ana sermayemiz yoktu. Kapitülasyonlar ve Osmanlı’nın ağır dış borçları yüzünden tamamen mağlup ettiği........

© Önce Vatan


Get it on Google Play