Toplumsal çürümenin örtülü sebebi: İyinin düşmanı vasatlık
Sadece iktidar medyası değil…
Muhalefet medyasından da kendini “dev aynasında gören” -ki aslında dünyası dar- kimi konuşmacıları ekranda izlerken şunu düşündüm: Temel mesele iyi insan olmaktır.
Aklıma Alman filozof Friedrich Nietzsche geldi. Çünkü, “İyi ve Kötünün Ötesinde” eserinde “yüreksizi, korkağı, basit şeyleri önemseyeni, dar çıkarını düşüneni” hakir gördü.
Keza: “Ahlâkın Soykütüğü Üstüne” eserinde insanoğlunun “iyi” ve “kötü” değer yargılarını hangi koşullar altında yarattığını sorguladı…
Dönemin bilgisini, algısını köken/soy kütüğü araştırması ile irdeleyen Nietzsche yolundan, Foucault, Derrida, Barthes, Guattari, Deleuze gibi felsefeciler yürüdü…
Bu “yolun” akademisyenlerinden Alain Deneault’un yazdığı “Vasatlığın İktidarı” kitabı bana şunu gösterdi: Ülkemizdeki vasatlığın soy kütüğü yazılmalıdır!
Türkiye'de vasatlık tanımı “ortalamanın altı” olarak bilinmekte. Eksiktir. İyinin düşmanıdır vasatlık!
Kavramın ahlâk ile yakın ilgisi bulunmaktadır. Ahlaki değerler bakımından neyin kastedildiğini bilirsek kavramın anlamına ancak o zaman tam olarak ulaşmış oluruz.
Bunu örnek üzerinden açıklayayım:
Diyelim ki bir durumda cesur davranıp hırsıza hırsız, zalime zalim demek gerekiyor. Ama vasat, çıkarlarını........
© OdaTV
visit website