menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Hatıralar

3 0
01.10.2024

Geride bıraktığımız kış mevsiminin baharla buluşmak üzere olduğu günlerden bir gündü. Hafta içiydi, sabahtı, işe gidiyordum. Zaman, sıkışmış trafiğin içinden akıp geçerken, içimde sıkışıp kalmış bir şeylerin de gün yüzüne çıkıp, akıp gitmek istediklerini fark etmekteydim. Oysa dün böyle değildim. Önceki günlerde de keyfim yerindeydi. Ama bugün bambaşka bir ruh haline bürünmüştüm; neşemi arıyor, bulamıyordum. Hani, yavaş yavaş alışmaya başladığın bir yenilik sürecinde her şey yolunda giderken birdenbire ortaya çıkıp kurmaya çalıştığın o yeni düzeni sabote eden biri ya da bir olay olur ya… İşte öyle gibiydi o sabahki ruh halim. Geçmişin üstünü örtmemi istemeyen, yepyeni bir neşeye alışıp onu unutmamdan korkan ve bu yüzden kendini bana hatırlatmak isteyen bir his. Kendisiyle ilgilenilmeyince dikkat çekmek için abuk sabuk şeyler yapan bir çocuğunki gibi dizginlenmesi zor bir dürtü…

Başka şeyler düşünmeye çalıştım. Şu arabanın plakası komikti mesela. ZUR diye plakası olan biri, kim bilir ne ‘zurultulu’ geyiklere maruz kalıyordur! Uydurduğum zurultu kelimesi bir an için hoşuma gitmişti; komik bir zurultu hikâyesi uydurmayı denediysem de olmadı. Dedim ya, olduğu yere sığamayan bir şeyler vardı sanki göğüs kafesimin içinde ve ben aklımı onlardan alamıyordum bir türlü.

Şimdi böyle, vaktim var diye, enine uzununa anlattığıma bakmayın. Tüm bunları saniyeler içinde hissediyor ve çatlak bir borudan sızan suyu durdurmaya çalışır gibi sıkıca bastırıyordum ellerimle yüreğimin üstüne. Ben fark etmeden açılan küçük çatlak büyüyüp de engel olamayacağım bir patlağa dönüşmesin diye…

*****

Müziğin sesini de fazla açmamıştım o sabah. Kendi kendine çalıp duran, rastgele bir oynatma listesinden çok da ilgimi çekmeyen tınılar ilişiyordu kulağıma ara sıra. Trafik bir türlü açılmayıp da canım iyice sıkılmaya başlayınca müziğin sesini biraz yükselteyim bari, dedim. Bir tık yaptım, yok bu şarkıyı sevmem. Bir kez daha tıklayıverdim; yok bunu da istemem şimdi, falan filan derken karşıma uzun zamandır dinlemediğim, aslında bence güzel olan ama pek de düşkünü olmadığım bir şarkı çıkıverdi. Çok bilindik, eski bir Türk Sanat Müziği eserinin yeni nesil bir yorumlanışıydı (¹) bu şarkı ve daha ilk notadan, sanki ilk kez duyuyormuşum gibi kendine çekiverdi beni…

İşte ne olduysa o anda oldu. Daha fazla direnemedim. Alıştığımı sandığım yeni şeylerin zihnimin zorlama bir oyunu olduğunu kabul edişim ile ellerimi, üzerine sıkıca bastırdığım yüreğimden çekişim eş zamanlı oldu. Sabahtan beri yüreğimin kıyılarına dalga dalga vuran ama yerlerinde tutmaya ve umursamamaya çalıştığım duygular oluk oluk akmaya başladılar. Neydi bu özgürce yayılırken sanki kendini yeniden var eden, hep varmış gibi çok derinlerden gelen ama ilk kez yaşanıyormuş gibi tazecik, hevesli ve beni kendine çeken davetkâr güç?

Hatıralarımdı onlar. Kalbimde, avuçlarımda, kucağımda ve sol omzumda kutsal emanetlerim gibi sonsuza dek taşıyacağım hatıralarım…

*****

Nedir hatıra dediğimiz şey? Yaşanmışlıklarımızın belleğimizde kalan izleri midir sadece? Sinir sistemlerimizin psikolojik bir oyunu mudur bize yahut er ya da geç unutulmaya mahkûm olan olmuş bitmişler midir sadece? Hatıralarımız değil midir bizi biz yapan şeyler? Geçmişimiz değil midir geleceğimizi var eden? Yaşadıklarımız değil midir yaşayabileceklerimizin teminatı? Et ve tırnak gibiyizdir hatıralarımızla. Zihinsel, duygusal ve fiziksel belleğimizde an be an birikirken ömürlerimizi birlikte geçirdiğimiz yol arkadaşlarımızdır onlar.

Söz konusu şarkı birkaç gün boyunca bir hayalet gibi takip etti durdu beni. İnsanın diline takılan bir şarkının hayaletten ne farkı vardır ki; nereye gitsem şarkı da oradaydı! Sabah gözümü açtığımda aklımdaydı. Gün boyu ne yapsam ne etsem dilimdeydi. Peşimi bırakmıyor, kendini bana iradem dışı söylettiriyor, kendimle baş başa kaldığım anları ise hiç kaçırmıyor, nakaratının sözleriyle hüzünlendiriyordu beni.

Şarkı, unutulmak istemeyen hatıralarıma bir kez daha can vermiş, yaşanırlarken hissettiğim tüm duyguları yeniden yaşatmıştı bana. Birkaç gün sonra zihnimden yavaş yavaş silinmeye başlayınca sordum kendime,........

© Nokta Haber Yorum


Get it on Google Play