“ÖZ”gürleşme Sanatı
“Ben mermerin içinde bir melek gördüm, onu özgür bırakana kadar yontmaya devam ettim.”
Michelangelo’nun bu sözleri, sadece bir heykeltraşlık sanatını değil, aynı zamanda insanın kendi potansiyelini keşfetme yolculuğunu anlatıyor. Bende her birimizin içinde, hayatta henüz ortaya çıkmayı bekleyen bir “melek” olduğuna inananlardanım. Ancak o meleği özgür bırakmak için, sabırla, sebatla ve çoğu zaman acıyla dolu bir sürecin geçmesi gerektiriyor.
Yıllar önce Floransa’da bu muhteşem sanatçının Davut Heykeli’ni görmüştüm. Yalnızca bir sanat eseri değil, insan yaratıcılığının zirvesine ulaşmış bir başyapıtın karşısında nefesim kesilmişti. Heykelin devasa boyutları, inanılmaz detayları ve estetik mükemmelliği, tarifsiz duygular uyandırmıştı. Davut Heykeli gerçekten bir insanın mermerle gerçekleştirebileceği sınırları zorlayan bir eser.
Michelangelo’nun, Davut Heykeli’ni bitirdikten sonra ona bakıp “Niye konuşmuyorsun?” dediği rivayet edilir. Bu hikâye, Michelangelo’nun eserine duyduğu hayranlığı ve onun canlı bir varlık gibi göründüğüne dair inancını ifade eder. Sanatçı haklıdır. Heykel o kadar gerçekçi ki, karşısında bende bu hissi yaşamıştım.
Bu muhteşem sanatçıdan esinlenerek ve mesleğimi hatırlayarak, insanları kategorize etmek istedim. Malum kategorize etmek, kütüphaneci olarak sadece işimizin bir parçası değil, aynı zamanda profesyonel kimliğimizin bir uzantısı haline geliyor. Mesleğe bir selam gönderdikten sonra devam edelim.
Hayatta iki tür insan vardır: mermerleri cilalamayı seçenler ve o yontarak........
© Nokta Haber Yorum
