Suriyeli Mişel Eflak’ı tanır mısınız?
İktidar medyasının büyük bölümü Suriye gelişmelerini Esat’ın etnik Nusayri/Alevi kimliği üzerinden “okumaya” çalışıyor:
-Çoğunluğu Sünni olan Suriye’de azınlık Nusayrilik ülkeyi yönetiyordu!
Tersine durum Saddam için de söylendi, yazıldı. Listeye Nasır veya Kaddafi’yi de ekleyebilirsiniz.
Hafıza salt etnik kimlik üzerinden inşa ediliyor. Oysa:
Bu isimleri bir araya getiren BAAS/Diriliş fikriydi…
Size Şam doğumlu birini anlatmalıyım: Mişel Eflak (1910-1989).
1947’de kurulan Arap ulusalcı-sosyalist Baasçılığın fikir babası ve lideri bir Hıristiyan idi.
Yeniden doğuş hareketinin temelinde ne Alevilik vardı ne Sünnilik ne Hristiyanlık vardı ne Müslümanlık… Tüm Araplar din-mezhep kimliklerinin üstünde aynı partide idi.
İleri toplumsal seviyeye ulaşmak için, tüm Arap dünyasının tek bir ulus olarak birleşmesi gerektiğini savunuyordu.
Partinin sloganı Birlik, Özgürlük, Sosyalizm şeklindeydi.
Hedef; anti emperyalist, laik, modernist, demokrat Birleşik Arap Cumhuriyeti idi. Mısır’da, Irak’ta, Suriye’de, Libya’da iktidara geldiler.
“Selahattin (Eyyubi)” anlamına gelen Nasır ilk önemli adımları attı; İngiliz emperyalizminin sömürdüğü Süveyş Kanalı’nı kamulaştırdı, Suriye ile Mısır’ı birleşti.
Sonra, BAAS içindeki hizipler…
Sonra, İsrail ile savaş BAAS fikrinin toplumsal gücünü zayıflattı.
En son darbeyi dini-mezhepsel ayrılıklar vurdu; kolektif Arap umudu paramparça edildi.
Bu psikolojik savaşı yapanlardan biri de Humeyni İran’ı oldu; Irak ile yaptıkları savaşta Saddam’ın bir Hristiyan’ın kontrolünde olduğu propagandasını yaydı. Saddam bunun üzerine Mişel Eflak’ın Müslümanlığa ihtida ettiğini söyledi!
Sonuçta BAAS, din-mezhep ayrılıklarına yenildi. En son kaybeden Esat........© Nefes
visit website