menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Türkler neden Yunan’a gidiyorlar?

12 1
tuesday

Eskiler, “Ağustos’un yarısı yaz, yarısı kış!” derlerdi. Doğrudur. Bu yaz her zamankinden daha sıcak geçti ama son bir haftadır hava birden sonbahara döndü. Geçiş dönemi kısalmış görünüyor.

TÜRKLER EGE ADALARINA AKIN ETTİLER

Bu yazın Türkiye ve Türk turizmi için, hava durumundan çok daha önemli diğer özelliği, Türklerin kafileler halinde, üstelik Bodrum, Çeşme gibi ünlü turizm merkezlerimizden, başta Oniki Adalar olmak üzere, Ege Adaları’na akın etmeleri oldu. Bu gelişmeyi, Yunanistan’ın bazı adalara “kapıda vize” uygulamasına bağlamak ve öyle açıklamak sadece kendimizi aldatmak olur.

Yaz sonuna doğru, daha önce İspanya ve İspanya’nın İbiza, Mayorka gibi adalarında başlamış olan, halkın, “artık turist istemiyoruz!” tepkisinin giderek İtalya, Belçika hatta Yunanistan’ın Ege Adaları’na yayılması, beklenmeyen -belki de beklenen- bir gelişme oldu. O kadar ki genel olarak turizmden, özel olarak da Ege Adaları’na akın eden Türklerden büyük gelir elde eden Yunanistan bile artık turist istemediğini ve bunu sağlamak amacıyla önlemler alacağını açıkladı.

Avrupa’da özellikle turizmde en yakın rakibimiz Yunanistan’da bunlar olurken, Türkiye’ye gelen turist sayısı azaldığı gibi, ülkemize yerleşmiş -Rus, Alman, İngiliz vb- yabancılar da Türkiye’yi terk etmeye başladılar. Bu gelişmenin gerçek nedenlerini görebilmek için belki olayı Türkiye’nin turizmde “Marka” değeri Bodrum ‘u örnek vererek anlatmak daha kolay olur.

BODRUM VE EGE ADALARI

Bu yaz Bodrum’da oteller, restoranlar hatta dükkânlar boş kaldı. Turizm alanında çalışan onlarca hatta bazı araştırmalara ve basına yansıyan bilgilere bakılırsa yüzlerce işletme -oteller, moteller, restoranlar vb- konkordato ilan ettiler, etmeyenler de bütün yazı boş geçirdikten sonra Ağustos ortası-Eylül başında, yüzde 80-90’lara varan indirimler ilan ederek ancak birkaç müşteri çekebildiler. Peki neden?

2010 yılından beri kış yaz Bodrum’un en gözde koylarından birisinde yaşıyorum. 2013 yılında bu yana da, ünlü Türk amirali ve dünyanın en iyi haritacılarından Piri Reis’in, bütün Akdeniz’i koy koy, ada ada anlattığı, Kitab-ı Bahriye eserinin dümen suyunda, Ege ve Akdeniz’i dolaşıyorum. Teknemle, Piri Reis’in gittiği her yere gidip, yazdıklarını yerinde görüyor ve gördüklerimi, YACHT Türkiye dergisi, “Fırtına Kuşu” bölümümde yazıyorum. Bu seyirler sırasında bırakın Costa Brava (İspanya), Cinque Terre (İtalya), Nice, Cote d’Azur (Fransa), Kotor, Budva’yı (Adriatik), Anadolu’ya en yakın Ege Adaları’nda gördüklerimi bile Bodrum’da yaşadıklarım ve gördüklerimle karşılaştırınca, yukarıdaki sorunun yanıtını kolayca görebiliyorum.

GÜZEL YAŞAMAK BİR KÜLTÜRDÜR

Adalara son seyrimi, geçtiğimiz Haziran ayında İleryoz (Leros) Adası’na yaptım ve YACHT’ta, “Güzel Yaşamak bir Kültürdür.”* yazımda anlattım. Evet, ne yazık ki güzel yaşamak bir kültürdür.

Bırakın İtalya’nın, İspanya’nın dünyaca ünlü, turistlerin göz bebeği kıyılarını, Ege Adaları’nın bile ortak özelliği, her şeyden önce........

© Muhalif


Get it on Google Play