menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Pazar günü ne oldu?

38 0
02.04.2024

O, “Yûnusû biçâredir

Baştan ayağa yâredir,”
Ağu içer su yerine.
Fakat bir kere bir dert anlayan düşmeye görsün önlerine
Ve bir kere vakit erişip: Gayrı yeter!» demesinler.*

31 Mart 2024 Pazar günü ne oldu?

Bu sorunun yanıtı kanımca değil günler, haftalar, aylar, hatta önümüzdeki günlerde ortaya çıkacak gelişmeler ışığında, büyük olasılıkla yıllarca tartışılacak ama her şey Gezi ile başladı. Gezi, ulusun ve devletin, AKP ve Erdoğan’ın yapmak istediklerine karşı ayağa kalkmasıydı. Bu nedenledir ki Gezi, Erdoğan’ın korkulu rüyasıdır.

Pazar günü olan, yirmi yıldır Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Türk ulusunun üzerine çökmüş ve sanki hiç aralanmayacakmış, kalkmayacakmış gibi görünen bir karabasanın, beklenmedik biçimde yırtılmış ve yıllardır ilk kez mavi ve berrak bir gökyüzünün görünmüş olmasıdır.

31 Mart yerel seçimlerinde CHP’nin büyük başarısı ve AKP-MHP ittifakının seçmenden yediği okkalı şamar, Türkiye’de yeni bir dönemin açıldığını göstermektedir. Önce CHP’nin başarısına kısa bir göz atalım.

İstanbul nasıl kazanıldı?

Herkes biliyor ki yerel seçimlerin odak noktası İstanbul Belediye Başkanlığı seçimi idi. CHP İstanbul’u, büyük bir oy farkı ile aldı. Kanımca bu başarının iki büyük nedeni var.

Birinci neden, Ekrem İmamoğlu’nun, Mayıs 2023’te CHP’ye cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerini kaybettiren, büyük ölçüde Meral Akşener’in oyununa gelerek, sanki cumhurbaşkanı adayı imişcesine giriştiği seçim çalışmalarının aksine, hiç değilse yerel seçimlerin son iki haftasında, İstanbul seçmenine, cumhurbaşkanı olma projesini arka plana attığı izlenimini verebilmiş olmasıdır. İstanbullular, “seçersek bir iki ay sonra belediye başkanlığını bırakıp, cumhurbaşkanı olmak için CHP’nin başına geçecek.” endişesinden kurtulunca, İmamoğlu’na daha kolay oy vermiştir. İmamoğlu da bu tutum değişikliğinin getirisini doğru değerlendirmiş olmalı ki 31 Mart akşamı yaptığı ilk seçim sonrası konuşmada, “Şimdi en kısa zamanda mazbatamı alacağım ve daha 5 yıl İstanbul Belediye Başkanı olarak İstanbul’a hizmet vereceğim.” demiştir.

Bugünün dünyasında Türkiye’ye cumhurbaşkanı olmak, farklı birikim gerektirir.

Bu doğru bir yaklaşımdır. Kaldı ki İmamoğlu’na bir şey de kaybettirmez. Aksine, eğer öyle bir arzusu varsa, önümüzdeki birkaç yıldan, cumhurbaşkanlığı için eksiklerini tamamlamak amacıyla yararlanabilir. Hatta böyle bir eğitim, deneyim ve eğitim dönemi geçirmesi şarttır çünkü bugünün dünyasında, bugünün Türkiye’sinin cumhurbaşkanı olacak kişinin, bir belediye başkanını sahip olduğu niteliklerden çok daha fazlasına sahip olması gereklidir. Bunun önümüzdeki en güzel örneği de böyle bir birikimi olmayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın,Türkiye’yi düşürdüğü durumdur.

İmamoğlu’nun başarısının bir nedeni de, Erdoğan’n, İmamoğlu’na “topu gelsin!” diyerek meydan okuma fırsatını vermesi bir yandan da onu “mağdur” duruma düşürmesidir. Bu, bütün........

© Muhalif


Get it on Google Play