RABBİM’İN HİKMETİNE BAKIN Kİ!
Eğer denizler mürekkeb, ormanlar kalem olsa, Rabbimin nimetlerini saymakla, yazmakla bitiremezdik. Ve yarattığı herşey’in, kendine döndürülene kadar her şeyini gören, duyan, bilen, hüküm sahibi bir Allah var, ki O. Allah, gecenin karanlığında, kara taş üzerindeki kara karınca yavrusunu gören, onun ayak sesini ve kalp atışını duyan, onun rızgını ayağına getirendir.
Karıncaların da kalpleri ve beyinleri var. Tıpkı Sivrisinek’lerin kalbi ve beyni olduğu gibi. Karıncaların akciğeri olmasa da, balıklar gibi onlar oksijen alıp karbondioksit vermek için farklı bir sisteme sahiptirler. Balıklar ise, sudaki oksijeni ayrıştırıp solungaçları aynı imkana sahip olabiliyorlar. Bir sivrisineğin 9 kalbi Gözlerinde ise 8000 mercek bulunur. Bir incir çekirdeği, en gelişmiş bilgisayardan daha fazla donanıma sahiptir. İnsan da bir sperm ve bir yumurtadan olmuyor mu? 1 cc hacimde 15 milyon sperm var. Bir kız bebek doğduğunda 1,5-2 milyon yumurtaya sahiptir.
İnsan bağırsağında yaşayan askarit ise yılda 80 000 000 yumurta üretir. Fakat hayvanlar aleminde en fazla üreyen canlı termit kraliçesidir. Parmak uzunluğundaki torbasında her batınında günde en az 86.000 yumurta fışkırtır. Ve 50 yıllık ömründe tam 1 000 000 000 yavru dünyaya getirir. Allah (cc) bizi yaratıp, dünyaya fırlatıp attı mı sanıyorsunuz, yeryüzünde başı boş, serserice dolaşsınlar diye. Biz tek başına yalnız, din, ahlak, gelenekten, biyolojik cinsiyetten bağımsız, Nesnelerarası İletişim’in NESNE’si olan biri değiliz, olmamamız gerek. Bu Şeytani dayatmaya karşı çıkmamız, direnmemiz gerek. Artık kimliklerimizde GENDER diye tanımlanıyoruz. 5G ve Wifi artık BioHackerlerin saldırı aracı olabilir her anlamda ve herkes, her nesne için. TransHumanizm projeksiyonu çerçevesinde, Beştepe’nin Stratejik eylem planınında da ifadesini bulan deri altına implant edilecek NeuraLink adı verilen NanoChiplerin uygulamalarına Amerikada başladılar bile. Evet, insanları GENOM bir BİREY’e dönüştürme senaryosu adım adım gerçekleştirilmeye çalışılıyor.
Hiç Çam kozalağının içindeki, Çam tohumunu gördünüz mü? Tek kanadı var. Uçup gideceği yere gidecek ve orada kendine uygun bir toprak bulup yeşerecek ya da bir kuşa yem olacak. O ağaç, o tohum, hava ile, su ile toprak ile dost. Kendi aralarında kopmaz bir bilişim bağı vardır. Rüzgar ve güneş onlar birbirini tanır ve yardımlaşırlar.
Bazı ormanlık alanlarda toprağın altında değerli bir mantar vardır. Domuzlar ve köpekler o mantarı kokusundan tanırlar. Toprağın altındaki bu mantar, güneşi de tanır, şimşeği de. Domuz, bu mantarı bulmak için burnu ile toprağı eşeler. Çamın tohumu ile bu mantar arkadaştır. Onlar kendi aralarında haberleşirler. O tohum rüzgarlı havada kozalağın içinde bir uğultu ile gelir, tohum hazır olduğunda onu alır, uygun yerde bırakır. Hay Allah o döne döne gelir, Domuzun açtığı çukura iner. Sonra Karga gelir, o çukura ceviz, Palamut koyar, köpek gelir, o mantardan arta kalan köklerini bulacağım diye toprağı eşelerken, tohumun üzerini örter. Ve o minicik tohum uykuya dalar, ta ki,........
© Mir'at Haber
visit website