menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Bir işin sonunu görmek..

20 0
24.09.2024

Siyasi iktidarın, oy ve destek anlamında belki de en sadık destekçileri genelde emekli kesimi olageldi. Genel durum ve gidişattan şikayet eden, yetkililere sitem eden gençlere karşı emekli vatandaşların zaman zaman sert tepkiler verdikleri birçok habere ve röportaja konu oldu. Hatta, biraz da karikatürize bir ifadeyle, eleştiride bulunan gençlere “çıkar telefonunu” diyen emekliler de siyasi iktidarla özdeş görülür olmuştu.

Elbette tüm emeklilerden homojen bir yapı gibi bahsedilemez ve herkesin de aynı düşünceler ve refleksleri temsil ettiği de söylenemez. Ancak önemli bir bölümünün de bu hissiyatları beslediği de inkar edilemez.

Ta ki birkaç sene öncesine kadar.. Özellikle 2018’de Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçilmesinin ardından sürekli olarak dibe doğru giden ekonomi, özellikle Eylül 2021’deki “enflasyonist ortamda faiz indirme” fantezisi sonrası enflasyonun patlaması ve birkaç ayda yüzde 20’lerden yüzde 85’lere “uçması”, hem ekonomik ve toplumsal durumu hem de siyasi dengeleri allak bullak etti. Kontrolden çıkan enflasyon, alım gücünü süratle eritirken halkın reel gelirini de kemirdikçe kemirdi. Zenginin daha da zenginleşip orta sınıfın fakirleşmesine neden olan bu süreç, birçok emekliyi de asgari ücretin bile gerisine attı.

Türkiye, bir zamanlar en büyük avantajı saydığı beşeri sermaye yani genç nüfus avantajını da azalan doğum hızı ve giderek yaşlanan toplum ile kaybediyor. Bu da bir çalışanın daha da fazla “çalışmayana” yani emekliye bakmasına neden olacak. Bunun en büyük riski, halihazırda büyük açıklar veren sosyal........

© Milli Gazete


Get it on Google Play