Mustafa Kemâl'in uydurma şecereleri ve hakîkî mensûbiyeti (208)
(Cumhuriyet, 10.2.1935, s. 8)
13 yaşında gazinolarda şarkı söylemeye başladı ve hemen “Büyük Şef”in dikkatini çekdi: “Küçük yaşına rağmen, ona yakınlık gösterdi ve hayatının içine soktu…” Bu îlânın çıktığı târihte, Safiye Hanım 18 yaşındadır…
***
“Paşa, bana bakıp: ‘Senin sesin pek güzelmiş, öyle diyorlar’ dedi. ‘Bir şarkı söyler misin?’ […]
“Şarkıyı okudum, bitirdim. Şarkı bitince Paşa kadehinden bir yudum aldı ve yıllarca hiç aklımdan çıkmayacak olan şu sözleri söyledi:
‘Bu kızın sesi ilerde daha da güzelleşecek. Onunla meşgul olsunlar. Kadife gibi bir sesi var.’
“Ata’nın, bana sofrasında yer verdiği gün, henüz on üç yaşındaydım. […] (Güngör / Ayla 2006: 14-16)
“Sonraki yıllarda Atatürk’le yakınlığımız daha da arttı”
“Sonraki yıllarda Atatürk’le yakınlığımız daha da arttı. Aradığı, sorduğu, hayatının içine soktuğu, zaman zaman gizlerini paylaştığı biri oldum. Bütün bunlarında ötesinde, küçük yaşıma karşın, Ata’nın gösterdiği yakınlığı koruyabilme çabam, olgun bir kişiliğe büründürmüştü beni. Susmasını, beklemesini, yerinde konuşmasını öğrenmiştim. Atatürk’ten sonra girdiğim çevrelerdeki tanıdığım insanlar karşısında kendime güvenim tamdı; ilişkiler daha kolaydı artık. […] (Güngör / Ayla 2006: 16)
“Yaşım on yediydi… Vücudumun kadınsı çizgileri yeni yeni ortaya çıkmaktaydı…”
“On yedi yaşına basıncaya dek, yani aradan geçen dört yıl boyunca Atatürk’ü hiç görmemiştim. […]
“Bir hayır kurumu yararına konserler vermek üzere Ankara’ya çağrıldım. [Sene 1935…] Ankara’da ikinci günümdü ki, Paşa’nın yaveri Rusuhi Bey aradı. Atatürk, Marmara Köşkü’nde beni bekliyormuş. […]
“Konser bitti. Marmara Köşkü’ne gittik. Atatürk, her zaman çevresinde bulunan kişilerle oturmuş rakı içiyordu.
“Yaşım on yediydi, evet… Mavi renkli dekolte bir elbiseyi, biraz da kadınca bir içgüdüyle giymiştim. Yanımda ünlü keman üstadı Nubar Tekyay vardı. Atatürk’ün yanına ulaşınca elini öptüm. Elimi bırakmadı. Masadakilere dönüp: ‘Size demiştim, bu kız çok güzel olacak diye… İlerde daha da güzelleşecek…’
“Masada Atatürk’ün tam karşısına gelecek şekilde bize yer açtılar. Çok geçmeden Atatürk benden bir şarkı istedi. […]
“Atatürk çok keyiflendi ve kahkahalarla gülmeye başladı. ‘Öyleyse gel beni öp!’ dedi.
“Büyük bir coşku ve istekle kalkıp, önce Atatürk’ün elini, sonra da yanaklarını öptüm!
“O gece bana bol bol övgüler yağdırdı Atatürk. On yedi yaşında ve en güzel çağımdaydım. Vücudumun kadınsı çizgileri yeni yeni ortaya çıkmaktaydı. (Güngör / Ayla 2006: 17-19)
“O geceden sonra daha sık görüştük Ata’yle”
“Atatürk, bir ara, poker bilip bilmediğimi sordu. Biraz........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin