
Astoloji, karma, enkernasyon bağlamında…
Tarih boyunca insanlar baharı mutluluk ve coşkuyla kutlamış, her inanç ve medeniyette buna yönelik çeşitli eğlence ve ritüller yapılmıştır. İşte bu bayramlardan biri de ülkemizde özellikle kadınlar ve gençler arasında her yıl aynı heyecanla karşılanan Hıdırellez günü olmuştur.
Doksanlı yıllardaki İslami bakış açısıyla bazen Arap kültürü bazen de dini gereklilik kaynağı kurulmayan eylem ve ritüellere bidat, haram olarak yaklaşan bakış açısı hakimdi. Bu düşüncenin son yıllarda giderek zayıflaması 12 Eylül Darbesi öncesine itilen birçok gelenek ve göreneği yeniden ve belki de daha güçlü bir şekilde hayatımıza dahil etmeye başladı.
Bir yandan sekülerleşmenin artması diğer yandan metafizik konulara ilginin yoğunlaşması da bu tür geleneksel uygulamaları günyüzüne çıkardığı gibi sosyo-ekonomik olarak orta ve üst segmentte de kabul görmeyle karşılandı.
Bu yaygın onayda önce pandeminin sonra 6 Şubat depreminin de çok büyük katkısı oldu. Küresel düzeyde yaşanan bir salgın sonrası daha önce benzeri görülmemiş büyüklükte depremle sarsılan ülkemizde insanların kayıpları, yoksunlukları, kronik hastalıkları, maddi ve manevi kayıpları bir kurtarıcı arayışını ortaya çıkardı.
Arayış ve umut dolayısıyla........
© Milat


