Katliam ve şiir
Yahudi asıllı Alman filozof Theodor Adorno, Edebiyat Yazıları adlı kitabında şöyle der: “Auschwitz’ten sonra artık şiir yazmak barbarlıktır ve üstelik bu, şiir yazmanın bugün neden imkansız hale geldiğine ilişkin bilgiyi de kemirmektedir. Eleştirel ruh, kendinden memnun tefekkürle sınırlı kaldığı sürece, geçmişte tinin ilerleyişini kendi unsurlarından biri olarak varsaymış olan ve onu artık tümüyle yutmaya hazırlanan mutlak şeyleşme karşısında çaresizdir.” Nazi katliamı esnası ve sonrasında aslan kesilen Yahudi entelektüelizminin Yahudi katliamına bunca sessiz kalması bir tarafa bırakılırsa Adorno’nun dikkat çektiği hakikatin ve onun sağlamasının bütün zamanlara hitap ettiği bir tarafı olduğu rahatlıkla söylenebilir: Orman yanarken bülbül şarkı söylemez. Dahası, kendinden memnun oluş, kendiyle sınırlı kaldığı sürece insan insan olarak kalamaz. İnsanlık yanarken ondan uzak olmanın, yangının kendisine uzanmayacağını düşünmenin rahatlığıyla mutluluk şarkıları söylemek kadar budalaca bir tavır olamaz. halinden memnun oluşuna dudak bükmeli, hatta belki çomak sokmalıdır. İnsanın mutluluğu toplumsal mutluluktan geçmediği sürece hep yarım, hep budalaca, hep kınanasıdır. Bugün dünyanın neresine bakarsanız bakın, orada, tenlerini güneş yakmadan önce silahların yaktığı beldede, Filistin’de insanlık zulmü devam ettiği, insanlar öldüğü, mutsuz olduğu sürece mutlu olduğunu söylemek, en azından entelektüel tavır bakımından oldukça şaşırtıcı, tuhaf, hatta daha da ötesi, küçültücüdür.
Bugün, bu satırlar yazılırken bile dünyanın gözü önünde her gün, her saat onlarca Filistinli göz göre göre, gündüz gözüyle katledilmektedir. Daha birkaç ay önce, resmi rakkamlara göre Gazze başta olmak üzere Filistin topraklarında üç bin küsur insan öldürülmüşken bugün o sayı beş binleri bulmuş durumda ve bunlar çocuk ve bunlar sivil.........
© Milat
visit website