Türkiye’mizden İnsan Portreleri
Mustafa Everdi’nin İnsan Okudum İnsan Portreleri kitabında ilim, fikir, kültür ve sanat dünyamızdan önemli şahsiyetler anlatılıyor.
Bazı yazarlar vardır ki isimleri size hep aşina gelir. Kitapları gözünüzü de gönlünüzü de okşar. Söylediklerini can kulağıyla dinler, fikirlerine güvenir, yazdıklarına inanırsınız. Çünkü vicdanlı duruşlarına şahit olmuşsunuzdur sürekli olarak. İşte bana güven veren isimler arasında henüz yüz yüze görüşme talihine erişemediğim Mustafa Everdi de var. Yazarımızın yeni eseri, İnsan Okudum İnsan Portreleri adını taşıyor. Takdim yazısında kitaptaki portre yazıları hakkında bilgi veren Everdi, şöyle diyor: “Her arkadaşın hikâyesini yazmak isterim ama bazen gerçek dostlarımı yazmaya bile bir vesile çıkmaz. Bazen de yazılarıma konuk olanlar dostum değildir. Hatta tanışmıyorum bile. Yine de bir devrin, anlayışın, zihniyetin yansımasıdır tüm yazılanlar. Sayfaların sararması, yazılanların da unutulduğu anlamına gelmez. O eskimiş, esprimiş sayfaların arasından döneme ait sosyolojik veriler, benim inanç ve zihniyet dünyama dair yansımalar, yazılan insan hakkındaki gerçekler ve algılar birdenbire ortaya çıkıverir.”
PORTRE YAZILARI DEĞERLERİMİZİ HATIRLATIYOR
Dostlarının bu yazıların yayımlanmasını istediklerine işaret eden Mustafa Everdi, günümüzde eksik kalan bu türde önemli bir boşluğu dolduruyor. “Zaten portre yazarları nadir kültür dünyamızda. Çoğu değerli insan, değerleri ile unutulup gidiyor. Kültürel hayatımızın çöl olmasının nedenlerinden biri de budur belki.” kanaati, mühim bir tespit ihtiva ediyor. Sevdiğimiz, kıymet verdiğimiz, eserlerinden istifade ettiğimiz, hatta üstümüzde hakları olanları yaşarken hatırlamıyoruz, vefatından sonra da unutuveriyoruz. Sonra da edebî çoraklanmanın sebeplerini araştırıp duruyoruz. Kitapta 35 portre yazısı var. Her birini merak ve heyecanla okunuyor, bahsi geçen şahsiyetler hakkında bilmediklerimizi öğreniyoruz. Portre yazılarının farkı budur. Biyografik bilgi toplamından ziyade adı geçen kişinin can alıcı özellikleri, kayda değer hususiyetleri tasvir ediliyor. Dolayısıyla kısa yazıda, önemli bir ismi başlıca hususiyetleriyle tanıyor, anlıyoruz; hakkında esaslı fikir sahibi oluyoruz. Kitabın sonunda “Okumuş Aydın Portresi” başlıklı yazıda günümüzdeki okuma kültürüne ve teknolojinin bize sunduğu imkânlara dikkat çekiliyor. Kitabın sonunda Emre Özer’in “Bir hatıra (Üstat Mustafa Everdi ile Tanışma) başlıklı yazısını okumak gerek. Hatta belki de kitaba tersinden başlanarak önce bu yazı okunmalı. Sonra da kitapta alfabetik sıraya dâhil olan portrelere yönelmeliyiz. Adı geçenlerin bir kısmı ahiret yurduna göç edenler. Diğerleri ise yaşayan bazı şair ve yazarlar. Hece’den çıkan kitapta, portreleri ustalıkla kaleme alınan şahsiyetlerin isimleri şöyle: Abdurrahim Karakoç, Ahmet Cevdet Paşa, Ahmet Hikmet Ünalmış, Adnan Tekşen, Aykut Edibali, Cemil Meriç, D. Mehmed Doğan, Fahri Tuna, Emin Acar, Ercüment Özkan, Hasan Celal Güzel, Hasan Nail Canat, Hüsnü Aktaş, Kemal Kelleci, Mehmet Cemal Çiftçigüzeli, Mehmet Çağatay Özdemir, Mehmet Çetin, Mehmet Kurtoğlu, Mehmet Ragıp Karcı, Muaz Ergü, Muhsin Yazıcıoğlu, Musa Çağıl, Mustafa Aydın (Prof. Sosyolog Konya), Nabi Avcı, Necdet Subaşı, Necmettin Turinay, Neşet Ertaş, Nuri Pakdil, Ruhi Su, Sırrı Süreyya Önder, Şeyhim Antony Quin, Şükrü Karaca, Vehbi Başer.
ÖYKÜYÜ ÖNE ÇIKARMAK
Hece, ‘öykü’ye en çok önem veren ve bu türü öne çıkaran yayınevlerimizden. Bizde Başta Kur’an-ı Kerim olmak üzere kutsal kitaplarda, âlimlerin ve mutasavvıfların dinî eserlerinde var olan tahkiye geleneğinin bir yansıması olarak görmek gerek. Şark klasiklerinde hikâye ehemmiyetlidir. Bu kitaplarda önce hikâye anlatılır ardından hikmeti nakledilir. Yani önce ‘kıssa’, sonra da ‘hisse’. Yayınevi sadece yeni yazılan öyküleri kitaplaştırmakla yetinmiyor. Gerek Türkiye’deki gerekse ülkemiz dışındaki Türk edebiyatlarına dair hikâye........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Gideon Levy
John Nosta
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Daniel Orenstein