Şehrin Yıkılışı
Şehirler; hangi sebepten yıkılırlar, krizler ve buhranlarla yok olurlar. İlk akla gelebilecek sebepleri sıralarsak depremler, yangınlar, seller ve savaşlar bir şehrin yıkılmasının ana sebepleridir. Bazen şehirlerin yıkılmasında ve yok oluşunda nehirlerin yataklarını değiştirmesi de önemli rol oynar. Bunun yanında bir şehrin kuruluşunda var olan ana felsefeye mugayyır davranışlar da o şehrin yıkılmasına ya da buhrana girmesine sebep olabiliyor.
Şehrin yıkılışını iki koldan yaşayan Orta Asya’daki Ürgenç şehrinin dramatik bir serüveni vardır. Bir dönem Harezm şehrinin başşehri olarak Fahreddin Er-Râzi gibi önemli âlimlere, sanatkârlara ve devlet adamlarına ev sahipliği yapan bu Ürgenç, 13. yüzyılla birlikte Moğolların bu bölgeyi istila etmesiyle yağmalanır, yakılıp yıkılır. Şehirde önemli külliyeler, tarihî eserler yok oluyor. Şehir 15. asırda tam toparlanacakken bu sefer tabiatın azizliğine uğradı. Şehrin içinden geçen Amu Derya (Ceyhun) nehri Hazar Denizine akmaktan vazgeçip
onun yerine Aral Gölüne yönelir. Amu Derya’nın karar değiştirmesi sonucu tarihî Ürgenç şehrinin sonu olur ve buradaki halk Hive şehrine göç eder.
Meşhur devlet adamı Hamurabi’nin devleti ve ülkesi Babil, aynı zamanda baş şehirdir. Bu şehir M.Ö. 539 yılında Ahamenişler, tarafından yıkılır. Yine meşhur Babil kulesi de bu savaşta nasibini alır ve yıkılır. Yıkılan Babil kulesini Büyük İskender hayran kalır ve burayı tekrar onarır. Tarih’te dünyanın en büyük ve en zengin şehri Babil, ne hikmetse Müslümanlar tarafından Bağdat’ın kurulmasıyla dramatik bir düşüş yaşadı.
Şair Sezai Karakoç’un şehrin yıkılışına dair metaforu da........
© Milat
visit website