menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

500 sene önce Venediklilerin, 500 sene sonra bizimkilerin yaptıkları…

10 0
10.12.2025

Önceki akşam başlayan yağışlar, alt yapı yetersizliğimiz ve plansız yapılanmayı şamar gibi yüzümüze vurdu.

Ortada suçlu var mı?

Elbette suçu kabul eden yok.

“Allah bu kadar yağmurla bizi cezalandırdı.”

Yetkililer konuşuyor. Ancak çok şükür kimse suçu “Allah’akesmeyi akıl etmedi.

Kuraklığa karşı yağmur duası var da, felaket gibi şiddetli yağmura karşı, “Yağmur durdurma duası” yok mu?

***

Şunu herkes çok iyi bilecek… Doğa, insanla, kapışmak istemez, uyum içinde yaşamak ister. Doğa bize ders verir aslında. Bazen hırçınlaşır, bazen sessizleşir, bazen de bize sabrın ne olduğunu hatırlatır. Sabırla bekler, sonunda patlar…

Doğa bize kendiliğinden “felaket” üretmediğini; felakete giden yolun çoğu zaman insan ihmaliyle döşendiğini göstermiyor mu? GÖSTERİYOR…

Bir yağmur yağdığında sokaklar göle döner, bir fırtına çıktığında çatı uçar, bir yangın çıktığında ormanlar kül olur. Çünkü biz tedbiri hiç öğrenmedik; felaketten sonra iktidarda olanlar ağlar, muhalefette olanlar “hesap sorar”.

***

Yağmur yağar, sular akar; doğanın görevi budur.

Dere yatağına, para hırsıyla dikilen binaları doğa mı dikti?

Dere yataklarına dikilen binaların, doğayla hesaplaşmada bir gün bedeli olacağını bilmeden onay verenlere ne demeli?

Yıllar yılı “ben yaptım oldu” anlayışı sonrası hüküm sürdüğü bölgelerde, yağmurun yağması faturasına kesecek birileri aranıyor.

Suçlu doğa değildir; yanlış planlamanın, denetimsizliğin, rant hevesinin eseridir birkaç saatlik yağmurla yaşadıklarımız.

***

Bir anda en az 500 kusur yıl öncesine Venedik dönemine gittim. Lefkoşa yine var. Şehrin ortasında dere geçiyor. Sel baskınları yaşamsal tehdit yaratıyor.........

© Kıbrıs Gazetesi