Kamuoyunu aydınlatma ve ikna görevi süreci başlatanların olmalı
İsmet Paşa’nın çok meşhur sözüdür: “Arkasında neyin olduğunu bilmediğim hiçbir kapıyı açmadım.”
Türkiye, geçen yıl Ekim ayında Devlet Bahçeli’nin gidip DEM Partililerin elini sıkmasıyla başlayan süreçte arkasında neyin olduğunu çok iyi bildiği, hatta iddia ediyorum neredeyse ezbere bildiği bir kapıyı bir kez daha açtı.
Yanlış anlamayın, o kapının açılmasına karşı değilim, aksine destekliyorum.
Tam da bu sebeple, bugünlerde, o kapının arkasından ezbere bilinen bazı şeyler çıktı diye şikayet edenleri ve DEM Parti’yi “süreci baltalamak”la suçlayanları anlamakta zorluk çekiyorum.
Biliyorsunuz, Kürt sorununun çözümü için başlayan süreçte kurulan Meclis Komisyonuna partiler raporlarını sunuyor. Dün CHP de sundu, Ak Parti’nin raporu ise Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın masasında, herhalde o da eli kulağında bugün yarın sunulur Meclis’e.
DEM Parti’nin raporu tam metin olarak çıkmadı ama rapordaki bazı talepler yazıldı çizildi. Bunlar arasında beklenmeyen, sürpriz olan, ilk kez işitilen hiçbir şey yok. Ne Anayasanın 66. maddesindeki Türklük tanımının değiştirilmek istenmesi ne ana dilde eğitim ne Öcalan’a özgürlük talebi yeni. Bunların hepsi, daha o kapı açılmazdan çok önceden beri tartışılan ve kapının arkasından çıkacağı önceden bilinen şeyler. Şimdi bunlar çıktı diye şikayet etmek anlamsız.
DEM Parti’nin Öcalan’a özgürlük mitingleri düzenlemesi de yeni değil. Bunlar, Öcalan’ın kendisinin özgürlük istemesinden bağımsız şeyler. Siyasi taleplerin bir bölümü de bu: Af yasası çıkarmak. Hatta PKK’lılar “Biz suç işlemedik ki affedilelim” bile diyorlar.
Bir an için hatırlayalım, Bahçeli gidip Tuncer Bakırhan ve diğer DEM’lilerin elini sıkmadan bir gün önce nasıl bir Türkiye’de yaşıyorduk.
-Pençe-Kilit operasyonu sayesinde PKK artık Türkiye içinde eylem yapamıyor, hatta Irak derinliklerine inen bu operasyon bölgesinde bile çok ciddi bir güvenlik tehdidi oluşturamıyordu. Örgüt adeta Kandil’de çürümeye terk edilmişti.
-Abdullah Öcalan yıllardır İmralı adasında kimse görüşmüyor veya görüştürülmüyor, artık “Öcalan üzerindeki tecrit kalksın” diye kampanya bile yapılmıyordu. İstanbul’un 2019’da tekrar eden yerel seçiminden önceki........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin
Tarik Cyril Amar