menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İnşikak Lazım Sana

19 0
20.01.2025

DAĞILMIŞTI herkes.

Sohbetin sonunda işin kaymağının ikram edildiğini bildiğim için genellikle beklerim. Muhabbet sonrası ayaküstü yapılan konuşmaların tadı gerçekten bir başka olur. Yine öyle yapmıştım.

Cihangir’de yaşadığım dönemde öğrenci evinde perşembe geceleri ders olurdu. Gecenin ilerleyen vakitlerine kadar dolar boşalırdı. Yaşımızın küçüklüğü ve orada kalmamız münasebetiyle yemek yapma, sofra kurma, çay ve meyve ikram etme hizmetleri bize düşerdi. Kalabalık elini ayağını çekip ortam tenhalaşınca derin mevzular açılırdı. Yani buradan şerbetli olduğum için aynı taktiği uyguluyordum. İkimiz kalmıştık ustayla. Bende destur isteyip ayaklanmıştım ki, arkamdan seslendi:

“İnşikak lazım sana.”

EYVALLAH Efendim diyerek çıkmıştım ancak ne demek istendiğine dair en küçük bir fikrim yoktu.

Arkadaşlarla ustanın bu tavrına aramızda “Haftamızı zehredecek son vuruş” derdik. Aynen öyle olmuştu. Uyku firar etti tabi. Tarif edemeyeceğim bir sancılanma yaşadım. Bir türlü kastedilen mânânın ne olduğunu çözemedim. Sabah namazından sonra Kur’an-ı Kerim’in seksen dördüncü Sûresini mi kastediliyor acaba diyerek o sırada takip ettiğim merhum Enver Baytan hocanın meal-tefsirinden hemen açıp okumaya başladım.

Yirmi beş âyetten oluşan Sûre Mekke döneminde ilk nazil olanlardan. İnfitâr sûresinden sonra inmiş.

Adını ilk âyette geçen “Yarılmak, parçalanmak” anlamındaki inşikak kelimesinden alıyor. İlk beş âyetlik bölümde kıyamet sahnelerinden bahsedilerek göğün parçalara ayrılacağı, yeryüzünün dümdüz hale getirileceği ve yerin içindeki her şeyi dışarı atacağı belirtiliyor.

Acaba buraya mı yönlendirdi diye düşündüm ama iç tatmine ulaşamadım.

On altıncı âyetten yirmi beşe kadar ise akşamın alaca........

© İstiklal