Ceza indirimi değil kimyasal hadım uygulanmalıdır!
21 Ağustos’ta yaşanan Narin olayı,
Ümraniye’de yaşanan polis Şeyda Yılmaz polis cinayeti,
Beyoğlu’nun orta yerinde iki gencin bir genç kıza yaşattığı taciz olayı,
Fatih ve Eyüp Sultan’da gencecik iki kızımızın kafasının kesilmek suretiyle öldürülmesi,
2 yaşındaki Sıla bebek vahşeti…
Suç makinesi Yunus Emre Geçti, hırsızlık suçundan yakalandığı karakoldan kaçarken kendisine müdahale eden polis memuru Şeyda Yılmaz’ı şehit etti.
Çok sayıda intihar girişiminde bulunmuş, 5 kez tedavi olmak için hastaneye yatırmış ve sonrasında acımasızca İkbal ve Ayşenur kızımızı vahşice planlayarak öldürmüş katil Semih Çelik…
Birbiri ardına sıralanan bu korkunç olaylar,
Yaşananların her biri toplumdaki dengeleri sarsıyor. Sosyal medyada cinayetler sansürsüz biçimde gösteriliyor. Toplumdaki cinayet, tecavüz ve tacizlerin bu denli artmasında sosyal medyanın payı yadsınamaz. Sosyal medya bu toplumun DNA’sını bozdu. Ahlak sınırlarını zorladı. Sosyal medya o platformlarda bireyi “biricikleştirdi”. Yaşananlar ve yapılanlar için “cezadan muaf, ahlak kurallarından muaf zihniyeti” bireylere alan açtı. Buna bir de infaz sistemindeki sorunlar nedeniyle uygulanmayan cezalar eklenince kaos kaçınılmaz oldu.
Bu türdeki canilikler sıkça yaşanır oldu. Endişe ve korku duyguları yerleşti.
Hiçbirimiz güvende değiliz algısı oluştu. Kadınlar ve çocuklar açısından sokakların tekinsiz olduğu inancı kalıplaştı. Cezalar son yirmi yılda artış göstererek 360........
© Internethaber
visit website