menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

KAMULAŞTIRMASIZ EL ATMA

5 7
23.07.2024

Kamulaştırmasız el atma, idarenin kamu hizmetlerini yerine getirirken ihtiyaç duyduğu ve özel mülkiyete tabi olan taşınmazları Anayasa’nın 46. maddesine ve Kamulaştırma Kanununda belirlenen usullere uygun şekilde yapması gerekirken bu usul ve esaslara uymadan fiilen ve bedelsiz veya fiilen olmasa da hukuki bir işlemle malikin mülkiyet hakkını sınırlayarak el koymasıdır.

İdareler bu haksız işgali gerçekleştirirken iki şekilde yapmaktadır. Birincisi fiili el atma ikincisi hukuki el atma olarak karşımıza çıkmaktadır.

Fiili El Atma

İdarenin kamulaştırma usul ve esaslarına uymadan yani kamulaştırma işlemi yapmaksızın, belirli bir taşınmazı kısmen veya tamamen ve bedelini ödemeksizin fiili olarak el atmasıdır. Söz gelimi idarenin taşınmazın üzerine bina veya tesis yapı inşa etmesi gibi durumlardır.

Hukuki El Atma

Kamulaştırma Kanunun Ek 1. Maddesi uyarınca “Uygulama imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıllık süre içerisinde imar programları veya imar uygulamaları yapılır ve bütçe imkanları dahilin de bu taşınmazlar ilgili idarelerce kamulaştırılır veya her halde mülkiyet hakkını kullanmasına engel teşkil edecek kısıtlılığı kaldıracak şekilde imar planı değişikliği yapılır/yaptırılır.” Şeklindedir.

Denmek suretiyle hukuki el atmanın ne olduğu ifade etmektedir. Şöyle ki; idarece yapılan imar planın kesinleştiği tarihten itibaren başlayarak 5 yıl içerisinde kamulaştırma işlemi yapılmayan malikler kamulaştırmasız el atma davası açabilecektirler. Örneğin imar planında park kullanımına ayrılan taşınmazın 5 yıl içerisinde imar uygulaması ile kamulaştırmaması halinde malik fiili el atma olmamasına rağmen hukuki el atma mevcut olduğu için taşınmazı bakımından kısıtlanmış olacaktır. İşte bu nokta da hukuki el atmanın önlenmesini talep edebilecektir.

Kamulaştırmasız El Atma Halleri

a- Kamu yararı kararı alınan hallerde, kamulaştırma işlemleri tamamlanmadan idarenin taşınmaza el koyması.

b- İmar uygulamaları sırasında imar kanunu hükümleri uyarınca düzenlemeye tabi tutulan taşınmazlardan yasal olarak kesilmesi gereken DOP miktarından fazlasının kesilmesi hali kamulaştırmasız el atma hallerinden biridir.

c- İmar planında tamamı veya bir kısmı kamu hizmetine özgülenen taşınmazların bir kısmına el atılması halinde proje bütünlüğü ilkesi nedeniyle fiilen el konulmayan diğer kısımlar için de el atmanın gerçekleştiği kabul edilir.

Kamulaştırmasız El Koyma Hallerinin İstisnaları

Aşağıdaki durumlarda idarelerin kamulaştırma işlemi yapmadan ve devamlı surette el koyması halleri kamulaştırmasız el atma niteliğinde olmayacaktır. Şöyle ki;

a- 3194 Sayılı İmar Kanunu uyarınca yapılan imar sayesinde imar parsellerinde bir değer artışı olacağından işte bu imar uygulaması gören parsellerden “düzenleme ortaklık payı” adı altında kesinti yapılır. Bu DOP oranı 2019 öncesi @ sonrası için E’i geçemeyecektir. İşte imar gören parselden kesilen E’lik DOP oranı kamulaştırmasız el koyma değildir. Ancak bu oran aşılırsa aşılan miktar yönünden kamulaştırmasız el atma gündeme gelir. Ayrıca her hangi bir parselden bir defa DOP kesintisi yapılabilir. Fakat E’in altında bir DOP kesintisi olmuşsa ikince defa E’e tamamlanmak suretiyle ikinci bir DOP kesintisi yapılabilir.

b- 221 Sayılı Kanunun 1. Maddesinde istimlak kanunu uyarınca yapılan kamulaştırmalar için bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 2 yıllık süre sonunda düşer. O halde 221 sayılı yasa ile getirilen düzenlemelerle birlikte1956 tarihinden önce fiilen el atılan taşınmazlar kamulaştırılmış sayılıp 1963 tarihi itibari ile sonra erdiğinden kamulaştırmasız el atmadan söz edilmeyecektir.

c- Taşınmazların tapu kaydına kamulaştırma şerhi konulması hali fiilen el atılmamış olan taşınmaz yönünden kamulaştırmasız el atma olarak kabul edilmemektedir.

Kamulaştırmasız El Atma Halinde Açılabilecek Davalar

Yargıtay kararları ve yasal düzenlemeler uyarınca idarenin mevzuata aykırı hareket ederek özel mülkiyete tabi taşınmaza kamu hizmetlerine yönelik olarak fiilen ve kalıcı olarak el konulan taşınmaz sahibinin bu durum karşısında ya kamulaştırmasız el atmanın önlenmesini ya da bu eylemli duruma razı olduğu takdirde, kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan bedel davası açma hakkı mevcuttur. Bununla beraber tazminat (ecrimisil) davası da açabilecektir.

Bu davaları açabilmenin genel koşullarına bakacak olursak şöyle ki;

- Bu davaları açabilmenin ilk koşulu tapu ile malik olmaktır. Tapu maliki ölmüşse mirasçıları davayı açabilecektir.

- El koymanın fiili ve kalıcı olması koşulu da gerekmektedir.

- El koyma işleminin 09.10.1956 tarihinden sonra gerçekleşmiş olması gerekir. Bu tarihten önce el konulan taşınmazlar 221 sayılı yasa gereği kamulaştırılmış sayılmıştır.

- 1983 tarihinden öncesine kadar uzlaşma dava şartıydı ancak Anayasa mahkemesi iptal ettiği için uzlaşma şartı olmadan bu davalar açılabilecektir.

Kamulaştırmasız El Atmadan Kaynaklanan Tazminat Davalarında Genel ve Usuli Konular

Öncelikle yargı yolunu belirlememiz gerekir. Kamulaştırmasız el atma davalarında fiili el atma ve hukuki el atma bakımından adli yargı görevlidir. Fiili el atma bakımından idari yargının görevli olduğu hüküm iptal edildiği için artık fiili el atma hallerinde de adli yargı görevli olacaktır.

Yetkili ve görevli mahkeme ise HMK’nın 2. Maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir. Yetki bakımından ise taşınmazın aynına ilişkin bu davalarda yine HMK’nın 12. Maddesi uyarınca taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir.

Taraf ve dava ehliyetine baktığımızda davacı; taşınmaza tapu ile malik olması ya da mirasçı olması halinde davacı sıfatına haizdir. Ancak başkası adına kayıtlı tapulu, sahipsiz veya zilyedi tarafından henüz iktisap edilmemiş olan yerlere el atılmış olması halinde eğer ki bu taşınmazlar üzerinde ev, bağ, bahçe veya ağaç gibi ekili ve dikili muhdesatı bulunan kişiler el atılan muhdesatın kendilerine ait olduğunu ispatlarsa el atılan muhdesatın bedelinin tahsilini isteyebileceklerdir. Görüldüğü üzere zemine malik değil buna rağmen davacı sıfatına hak kazanır.

Davalı ise; Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin benimsediği karar doğrultusunda “hukuki mesuliyet” esası benimsenmiştir. Yani taşınmaza hangi idare el atmış olursa olsun davanın açıldığı tarihte hangi idare sorumlu ise husumet o idareye yöneltilmelidir. Söz gelimi Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından yol yapılarak kamulaştırmasız el atılan taşınmaz için sonradan devredilerek yolun bakımı, onarımı ve sorumluluğunun içerisinden geçtiği ilin Büyükşehir belediyesine devredilmesi halinde dava açıldığı tarih ile yolu yapan değil yapım bakım ve onarımından sorumlu bulunan büyükşehir idaresine husumet yöneltilmesi gerekmektedir.

Bir başka husus ise büyükşehir belediyelerinin sınırları dahilin de bulunan taşınmazlarla ilgili açılan davalarda ilçe belediyesi mi büyükşehir belediyesi mi sorumlu olduğunun tespiti hususunda 5216 sayılı yasanın 7. Maddesi esas alınarak sorumluluk belirlenecektir.

Ayrıca Yargıtay 5.HD’nin yerleşik uygulamalarına göre birden fazla idarenin sorumluluk alanına girecek şekilde kamulaştırmasız el atma olgusunun gerçekleştiği durumlarda her tahsis konusuna göre ilgili idarenin sorumlu olması gerektiğini kabul etmiştir. Söz gelimi imar planın da yol, park ve okul alanı olarak ayrılan taşınmaza el atılması halinde yol ve park kısmından belediye okul kısmından ise Milli Eğitim Bakanlığı sorumlu........

© Hukuki Haber


Get it on Google Play