menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Yaratıcıyı at yıkıma bak!

26 19
yesterday

Asgari ücrette ülkenin makulü kaymış durumda. 2025 yılı için belirlenecek asgari ücret, sefalet ücreti ile karın tokluğuna razı olmak arasında salınıp giden yaşama değer biçecek.

İşçi ve işveren kesimlerinden 21 bin lira 55 bin lira arasında talepler dile getirildi; bu enflasyonist ortamda insanca yaşama geçit veren bir uzlaşı olabilecek mi?

19 Aralık’ta yapılan 3. Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantısına girerken TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, “2025 yılında asgari ücretin 29 bin 583 TL olmasını talep ediyoruz. Asgari ücret tespit komisyonuna önerimiz asgari ücretin yüzde 45, enflasyon oranı üzerine refah payı eklenerek zam yapılmasıdır. Yüzde 20 refah payı eklenmesi durumunda asgari ücretin 29 bin 583 TL olmaktadır” dedi.

Atalay, CHP’nin dile getirdiği 30 bini bile ağzına alamadı.

AKP’nin arka bahçesi Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Başkanı Mahmut Asmalı, asgari ücrette yüzde 25'in üzerinde bir artışı doğru bulmayacağını açıkladı. Yani 21 bin 250 TL ile öneriyor.

Eminönü Meydanı'nda 15 Aralık’ta basın açıklaması yapan DİSK’e bağlı Nakliyat-İş Sendikası Genel Başkanı Ali Rıza Küçükosmanoğlu en az 55 bin TL talep ettiklerini söyledi.

Uluslararası denetim firması Morgan Stanley’in beklentisi yüzde 30-35 arasında bir zam, bu da 23 bin liraya yaklaşıyor.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in dezanflasyon sürecine dair açıklamaları dikkate alındığında asgari ücretin 24 bin lirayı bulması zor görünüyor.

Türk Sanayici İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, asgari ücret ile ilgili “Makul bir seviyede olmalı” derken, Asgari Ücret Tesbit Komisyonu üyesi işveren örgütü TİSK henüz bir rakam dile getirmedi.

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) bütçe maratonunun son gününde (20 Aralık) TBMM önünde basın açıklaması yapmak istedi ancak polis engeliyle karşılaştı.

Ekonomistleri ısrarla vurguladıkları “Ücret artışı üretimde verimlilikle, katma değer yaratmakla sağlanır” cümlesini onyüzbininci kez yineledikten sonra, kök soruna inelim…

***

12 Aralık günü gerçekleşen TÜSİAD-Yüksek İstişare Konseyi (YİK) toplantısında küresel değişimi değerlendirirken vurguladığı “yaratıcı yıkım…” süreci Türkiye’ye nasıl yansıyor?

Bu sorudan hareketle Turan’ın YİK toplantısındaki sözlerini hatırlayalım:

Her teknolojik değişim, firmalar arasındaki rekabeti de yoğunlaştırıyor. Schumpeter bu süreci yaratıcı yıkım olarak adlandırıyor. Ne kadar zor olursa olsun firmaların teknoloji temelli yeniden yapılanmasını........

© HalkTV


Get it on Google Play