menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Can Atalay: Numan Kurtulmuş, ağır vebal altındadır

341 15
01.10.2024

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) yeni yasama yılı bugün açılıyor. Atalay, açılışını Silivri Cezaevi’ndeki koğuşunda televizyon ekranından izleyecek.

Bugün o da TBMM’de olabilirdi.

Nitekim meclisteki son toplantı, milletvekilliği düşürülen Can Atalay’ın durumunu görüşmek üzere 16 Ağustos’ta gerçekleştirildi.

Toplantıda Türkiye İşçi Partisi’nden Ahmet Şık’a saldıran AK Partililer, koğuş kapılarını Atalay’ın üzerine bir kez daha kilitlemiş oldu.

Atalay’a avukatları aracılığıyla sorular göndererek, Gezi Parkı Davası’na, tutukluluğuna, Anayasa Mahkemesi’nin haksız kararına rağmen milletvekilliğinin düşürülmesine, AK Partili Tuğrul Türkeş’in ziyaretine, TBMM’deki olaylı oturuma ve erken seçim arzusuna ilişkin görüşlerini sordum.

TBMM, sensiz açılıyor. Yeni yasama yılına ilişkin düşünce ve eleştirilerin neler?

Anayasa Mahkemesi’nin iki hak ihlâli ve bir de “Milletvekilliğinin düşürülmesi yok hükmündedir” kararlarına rağmen, fiili durum yaratılarak Anayasa’nın askıya alınması ve bu hale Meclis’in ortak edilmesi tehlikeli kapılar açabilir.

Dokunulmazlıkların kaldırılması yanlıştı, ancak o yanlışı dahi Anayasa’ya geçici madde ekleyerek, bir hukuki usul takip ederek gerçekleştirdiler.

Bütün örneklerde hep bir kitabına uydurma oldu. ‘Can Atalay Olayı’nda ise kitaba uydurma çabası dahi yok.

Darbe ifadesini hakikaten darbeler için kullanıyorum. Ancak olan bitenin darbe olarak nitelenmesini yanlış görmedim. Geçen sürede darbe katmerlendi.

Anayasal krizin memlekete nasıl zarar verdiğini herkese anlatmak, asgari demokratik mutabakatlar zemininde yan yana gelinmesi gerekiyor.

TBMM’de olsaydın hangi sorunlara yoğunlaşırdın?
Meclis’te önceliğim, hak mücadelelerinin sesini güçlendirmeye çalışmak olurdu.

1-Hatay’ı takip ediyorum. Deprem bölgesinde sorunlar çözülebilmiş değil. Yapılanlar ve yapılamayanlar daha fazla gündemde olmalı. Depremde yakınları kaybolanların feryadı işitilmeli. Araştırma komisyonu kurulmalı.

3-İş hukukumuzda ‘belirsiz süreli iş sözleşmesi’ yerine ‘belirli süreli iş sözleşmesi’nin esas olması düşünülüyor. O takdirde sendikalaşma oranı daha da düşer, kıdem tazminatı olanaksız hale getirilmiş olur.

4-Şehir hastaneleri sözleşmeleri tazminatsız olarak çözülmeli. Kamu zararı için Sayıştay denetim raporlarını hazırlamalı. Hastaların randevu sorunu halledilmeli. Sağlıkta şiddet, çok boyutlu ele alınmalı.

5-Çocukların aç kalması kabul edilemez. Ücretsiz Okul Yemeği Programı başlatılmalı. BM çatısı altındaki Uluslararası Okul Yemeği Koalisyonu’na üye olmalı.

AK Parti Ankara Milletvekili Tuğrul Türkeş, Gezi Davası’ndaki hükmün bozulması ve tahliye için çaba sarf ediyor. Gezi tutuklularını ziyaret etti. Görüşmeniz nasıl geçti?

Ben 12 Eylül sonrasında iktidar partisine mensup olup TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Üyeliği gibi bir görevi olmaksızın cezaevinde politik mahpusları ziyaret eden ilk ve tek örnek olduğunu söyledim. Kendisi 12 Eylül’den önce de böyle bir örnek olmadığını söyledi.

Hukuken bir rol üstlenmesi mümkün olmasa da Tuğrul Bey’in aldığı inisiyatifin kıymetini sadece bugün için değil, geleceğimiz açısından da teslim etmeliyiz.

Tuğrul Bey yanlış gördüğünü, hukuksuz bulduğunu söylüyor, hukuki olanı memleket yararına olduğu için savunuyor.

Şaşırdım mı?

Evet, ilk okuduğum anda epeyce şaşırdım.

Ama Gezi Davası öyle bir iş ki, o bir saat süresince dinlediğim Türkeş’in “Bu kadarı da olmamalı” demesine şaşırmamak gerek.

Tuğrul Bey,........

© HalkTV


Get it on Google Play