414 sayfada Sinan Ateş’in neden öldürüldüğü yok
Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’in öldürülmesine ilişkin gerekçeli karar son duruşmadan 76 gün sonra açıklanabildi.
Sinan Ateş iddianamesini yazarken savcılığı endişelendiren her ne varsa davaya bakan Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi heyetini de etkilemiş olmalı ki sağır sultanın duyduğu iki kritik bilgiye gerekçeli kararda yer verilmedi.
Bir: Ateş’in eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı olduğu belirtilmiyor. Ateş’in “Hacettepe Üniversitesi Tarih bölümünde akademisyen olduğu” anlatılıyor. Sanırsınız tez kavgasında öldürüldü.
İki: Ateş’in neden öldürüldüğü açıklanmıyor. Mahkeme gerekçeyi tespit edememiş olabilir mi? Hayır. Öyle olsaydı “Nedeni belirlenemeyen” diye ifade edilirdi. Mahkeme Ateş’in siyasi cinayete kurban gittiğini biliyor fakat MHP’yi karşısına almamak için kararına yazmıyor. Bu tasarrufun Adalet Bakanlığı’ndan gelen bir talimatla olmuş olabileceği ihtimalini dışlamıyorum.
414 sayfalık bir karar var.
Gel gör ki Ateş’in eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı olduğu ve suikastin siyasi nedenlerle gerçekleştirildiği yazılmıyor.
Tek eksiklik bu da değil üstelik.
Sekiz ay önceden tasarlandı
Kararda, suikasti Ülkü Ocakları Genel Merkez yöneticisi Tolgahan Demirbaş ve Doğukan Çep’in birlikte tasarladığı öne sürülüyor.
Kararda şöyle deniyor:
“Çep ve Demirbaş’ın suç tarihinden 8 ay öncesinden itibaren, maktule karşı işlenen suçun icra hareketlerinin ne zaman, nerede, nasıl, kimlerle, hangi araçlarla gerçekleştireceklerini, olayın öncesinde, olay sırasında ve sonrasında neler yapılacağını detaylı olarak planlayarak suçu önceden tasarladıkları…”
Sekiz ay vurgusu şu bakımdan önemli:
Tarih olarak, eski Mersin Ülkü Ocakları Başkanı Çağrı Ünel’e yapılan 15 Mart 2022’deki saldırı esas alınıyor. Bu olayda Ünel, Ateş’i savunduğu için hedefe konmuştu. Sokakta kendisine saldıran ülkücülerden Emrullah Kaplan’ı öldürmüştü.
Ancak mahkeme, Ünel saldırısını milat saydığını açıkça ifade edemiyor. Dolayısıyla Demirbaş ve Çep’in neden sekiz ay boyunca Ateş’i öldürmek için plan yaptıkları havada kalıyor.
İki azmettirici neden suikast için çabaladı?
Mahkeme yanıt vermeye korkuyor.
Demirbaş’ın takip faaliyetleri
Demirbaş’ın “Ateş’in nerede oturduğu, ofisinin neresi olduğu, kimlerle gününü nasıl geçirdiği, nerede, nasıl yaşadığı gibi konularda detaylı araştırma yaptığı; kişisel, ailevi ve mesleki yaşantısı konusunda bilgi topladığı” belirtiliyor.
Bu, doğru.
Şu eylemler sıralanıyor:
-Ateş’in uçuş bilgisini eski Çubuk Ülkü Ocağı Başkanı Gürsel Horat’tan aldı. Horat, “Sinan silahla geliyordu limana” diye mesaj attı. Demirbaş, “Ona göre yapacağız planı” dedi.
-Demirbaş, Ülkü Ocakları Başkan Yardımcısı Burak Kılıç’tan Ateş’in evini araştırmasını istedi. Kılıç, fotoğraf ve video gönderdi.
-Cinayet Büro Amiri Mustafa Ensar Aykal, Ateş’in numarasını, Avukatı Ali Yücel’in plakasını sorguladı. Yücel’in adresini verdi. Demirbaş, “Onun ipini çekmişler” diye yazdı.
-Demirbaş, Ankara Ülkü Ocakları Başkan Yardımcısı Suat Yılmazzobu’dan Ayşe Ateş’in adresini aldı.
-Ülkü Ocakları Genel Başkanı’nın Özel Kalemi Emre Yüksel, Demirbaş’tan Ali Yücel’in plakasını sorgulatmasını istedi. Aykal’a sorgulatıp Yüksel’e gönderdi.
-Demirbaş, eski MİT’çi Çağlar Zorlu’dan Ateş’in anlık konum bilgilerini istedi.
-Demirbaş, suikastten yarım saat önce tetikçi Eray Özyağci’yi alacağı konumu, beklediği benzinliğin fotoğrafını Yüksel’e gönderdi. Bir dakika sonra aynı konum tetikçiyi taşıyan kurye Vedat Balkaya tarafından Google’da arandı.
-Demirbaş, suikast sonrası motosikletle gelen Eray Özyağci’yi alıp Gölbaşı’na götürdü. Tetikçiyi bırakıp Ankara’ya döndü, Yüksel’le görüştü. Sonra çiftlikte tetikçiyle buluştu.
-Yüksel, aracıyla Demirbaş ve Özyağci’yi alıp İstanbul’a yola çıktı. Özyağci’yi bırakıp ertesi gün döndüler.
Yıldırım’ın adı karartıldı
Bu olaylar listelenirken, Demirbaş’in hangi amaçla davrandığı karartılıyor. Tatile çıkmak için bile Ülkü Ocakları Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım’dan izin alan Demirbaş, suikasti tasarlayan kişi........
© HalkTV
visit website