menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

SARAY’IN DEMOKRASİ SINAVI: OTUR SIFIR

91 10
02.05.2024


Milyonlar için “tarihtir”… Benim içinse “anı”.. 1977 1 Mayıs’ından söz ediyorum.
Mitinge / kutlamaya katılmak için 3 kız kardeş Ankara’dan gelmiştik. Ortancamız ODTÜ grubuyla yürüyecekti, en küçüğümüzle ben de TİP kortejiyle.
Silahlar patladığında meydandan çıkmış ve Kazancı yokuşunda 40-50 metre ancak gitmiştik. Bir o kadar metre sonra bir arkadaşımızın evine sığındık ve vahşete o evden gördüklerimizle tanık olduk.
Ön sağ penceresinden uzun namlulu bir silahın çıkartıldığı “beyaz” arabayı gördük mesela.. Ve o arabanın, kaçmaya çalışan insanların üzerine üzerine Taksim’e doğru son sürat çıkışını gözlerimize inanamayarak izledik..
Saatler sonra dışarı çıkabildiğimizde bizi yokuşun Taksim Meydanı çıkışındaki ayakkabı öbeği karşıladı. Kaldın, erkek, çocuk.. Kaçan, kaçmaya çalışırken yaralanan ya da ölen yüzlerce kişinin ayakkabısı..
Taksim Meydanı o gün yaşananlar nedeniyle simgedir. Saldırının arkasındaki “akıl ve organizasyon aydınlatılmadığı” için simgedir. Ölenlerin kanları hala o meydanda, meydana açılan yokuşlarda durduğu için simgedir.

*. *. *
O gün Kemal Türkler’i dinlemiştik.
Kurşunlar ıskalamış mıydı, yoksa bilerek hedef mi alınmamıştı? Bu sorunun yanıtı da karanlıkta.
Tıpkı 12 Eylül’e haftalar kala evinin önünde uğradığı suikastin sorumluları gibi.
Google hazretleri bile biliyor, yazıyor: “Kemal Türkler davasında Celal Adan önce delil yetersizliği ve ilerleyen süreçte de zaman aşımı gerekçesiyle mahkum edilmedi. Katil zanlısı Ünal Osmanağaoğlu ise kaçtı. Yaklaşık 20 yıl sonra........

© HalkTV


Get it on Google Play