menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Normalleşme hayaletinin gözetiminde sahte yumuşama

34 1
17.07.2024

31 Mart’tan Temmuz başına kadar sürekli aynı kelimeleri duyduk. İktidar tarafı ‘yumuşama’ muhalefet tarafı ‘normalleşme’ demeyi tercih ediyordu.

İki kelime de aynı beklentiyi ifade ediyordu. Hem iktidar hem muhalefet tarafında talibi vardı.

Ankara’daki ‘süngüyü düşürmeyelim’ci şahinlere karşı, “Bakın bu yerel seçim sonuçlarından sonra şapkayı önümüze alıp düşünelim, sistemin artık, en azından, bir hukuk zeminine oturması gerekiyor” diyenler siyasetin bir yumuşama evresine ihtiyaç duyduğunu düşünüyor, Özgür Özel’in CHP’nin yerel seçim başarısının ardından takındığı olgun tavrın siyasetin ve ‘hukuk zemini’nin yeniden inşası için bir fırsat temin ettiğine inanıyordu. En azından bir imkan olduğu kanısında idiler.

‘Bahar gelsin artık’ yazıları iktidarın amiral gemisi olan gazetede yayınlandı. Abdülkadir Selvi bir ‘güvercin’ elçisi olarak Kavala’nın ve bazı tutuklu/hükümlülerin cezaevinde olmasını sorgulamaya pek tabii ki sadece kendisi karar veriyor değildi. İnsanların aklına acaba Cumhurbaşkanı Erdoğan ülkenin biraz nefes alması adına rejimin kementlerini gevşetecek bazı politik açılımlara sıcak bakmaya ve CHP’den de bu amaç doğrultusunda destek alma yoluna mı gidiyor fikrinin düşmesi gayet normaldi.

Özgür Özel partinin yakın ve uzak siyasi tarihi adına önemli özeleştiriler yapıyordu.

Taraflar birbirini ziyaret etti, ağrladı, hediyeleşti.

Normalleşmeyi özlemek de savunmak da normaldi.

Veya diğer tercihle yumuşamayı idealize etmek.

Ancak herkesin ‘normali’ farklıydı.

NORMAL ENFLASYONUNDAN NORMALİN İFLASINA

Şahin AK Partililer /neo ittihatçı millyetçilere göre içinde bulunduğumuz zemin zaten normaldi.

Eski rejimin neo ittihatçı versiyonuyla "Ne kadar sert olursak o kadar güçlü oluruz” diye düşünen bazı yönetici aile üyeleri akraba ve çevresi içinaralarındaki nüfuz ve ekonomik güç temerküzü ile iktisap paylaşımı gayet normaldi. Bu düzen dağılacaksa bahar gelmesindi. Normal de olmaz olsundu.

Güvercin AK Partililere göre böyle ‘bizden sonrası tufan’ mantığıyla ilerlemek normal değildi. Tamam herkes yalı, tekne, jeep parasını yapsındı (taş mı yesinlerdi ayol) ve yapmışlardı zaten. Ama AK Parti’nin mirası ne olacaktı? Yönetimin şeffaf ve hesap verebilir, yürütmenin denetime açık, yargının tarafsız olduğu, devletin kurumlarının hafızalarının ve sürdürülebilirliklerinin yeniden inşa edildiği bir düzene geçilmesi lazımdı. Normal olan buydu.

Makul CHP’liler ise belki tarihte ilk kez AK Parti tabanındaki beyaz ve mavi yakalı makul profillerle aynı şeyi istiyordu: Ekonominin düzelmesi, Hukuk devleti, şeffaf ve denetlenebilir hesap verebilir yönetim, kutuplaştırma siyasetinin son bulması. Kimsenin birbirini hapse attırmak istemediği bir Türkiye. Başkasının acı çektiğine dair hayaller kurmayan sakin bir Türkiye.

Ancak elbette ‘maksimalist’ CHP’liler de vardı. Onlara göre Özgür Özel seçim sonuçlarının ‘gerçek bir zafer’ olduğunu kabul edip zaferi zırh gibi kuşanmadan ve“Bana........

© Habertürk


Get it on Google Play