menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Antik Olimpiyat Oyunları'nda ödül zeytinyağıydı!

18 0
31.07.2024

Çok değil daha dün biri bana 10 Metre Havalı Tabanca müsabakasını ayakta izleyeceksin dese boş gözlerle ona bakıp “10 metre havalı ne?” derdim... 80’lerin başında arkadaşımın Almanya’daki akrabalarının getirdiği kaykayın üzerinde ayakta durmaya çalıştığımız günlerde ‘olimpik bir sporcu’ olmanın kıyısından döndüğümüzü nereden bilebilirdik ki! Tıpkı okul bahçesindeki paslı metalden potada futbol topuyla yaptığımız 3’e 3 basket maçlarının televizyonlarda ‘naklen’ yayınlanacağını bir Allah’ın kulunun tahmin edebileceğini sanmıyorum... Bir gencin BMX bisiklet kullandığı için ülkesinin bayrağını en yükseğe çektirip milli marşını dünyaya dinletmesini şaşarak izliyorum.

Son 5 gündür eskrimden kulplu beygire, kurbağalama yüzmeden badmintona 4 yılda bir izlediğim bir dolu spor tarafından esir alınmış durumdayım. Önüm arkam sağım solum olimpiyat olmuş durumda. Dört yıl boyunca yüzlerce kez tekrarladığı ve her seferinde başardığı hareketleri tam da olimpiyatta, en hata yapmaması gereken yerde, yapamayan, barfiksi tutamayarak dizleri üzerine düşen Çinli sporcuyla dertleniyor, 9.9’la en yüksek puanı alarak dünyanın gözü önünde havada duran sörfçüyle birlikte ben de havalara uçuyorum...

Olimpiyat sarhoşu olmuş bir şekilde internette sporcularla ilgili öyküleri okurken Smithsonian Magazine sitesinde ‘Antik Olimpiyat Oyunları Hakkında Bilmediğiniz 9 Şey’ başlıklı Sonja Anderson imzalı bir habere denk geldim... Modern olimpiyatlar 1896’da başlasa da oyunların tarihinin Antik Yunan’a kadar uzandığın biliyordum ama haberde okuduğum ‘9 şey’i hiç duymamıştım. Bu ilginç bilgileri sizlerle de paylaşmak istedim...

İLK OLİMPİYAT OYUNLARI TÜRÜNÜN TEK ÖRNEĞİ DEĞİLDİ

M.Ö. 776 yılında Yunanistan’ın Olympia şehrinde bir koşu yarışının izlemek için toplanan insanlar olimpiyatların temellerine attıklarını bilmiyorlardı. Birkaç yıl içinde koşu dışında yarışlar da oyunlara eklendi ve yaklaşık bin yıl sürecek ‘Antik Olimpiyatlar’ başlamış oldu.

Olympia, organize edilmiş atletik yarışmalar düzenleyen tek antik Yunan şehri değilmiş. Birçok topluluk kendi oyunlarını düzenliyormuş ancak bu yarışmaların prestiji farklılık gösteriyormuş. M.Ö. 150 civarında, Yunanistan genelinde yaklaşık 200 ‘ödül oyunu' düzenleniyormuş ve bu oyunlar için Atina, Megara ve Beotia en önde gelen yerler arasında yer alıyormuş. Sporcular, para ve değerli ödüller, örneğin yağ testileri, için yarışıyormuş.

Olympia'daki oyunlar, başka bir yarışma sınıfının parçasıymış: Kutsal Oyunlar, diğer adıyla Panhellen Oyunları veya Taç Oyunları. Nemea, Delfi, Korinthos İskelesi ve Olympia, yıllık yarışmaları düzenleme sırasını alıyordu, bu da gerçek olimpiyatların her dört yılda bir düzenlendiği anlamına geliyormuş. Kutsal Oyunlar, ödül oyunlarından daha az kazanç sağlıyormuş. Kazananlar ün ve bunun yanında bir yaprak tacı alıyor başka da bir şey kazanamıyorlarmış. Bir sporcunun Yunanistan genelinde kazandığı yarışmalardan bağımsız olarak, bir olimpiyat zaferi her şeyin üzerinde bir saygı görüyormuş.

OLİMPİYAT BARIŞI YENİ BİR ŞEY DEĞİL

Paris 2024’te 200’den fazla ülkeden sporcuların yarıştığını düşünürsek ‘olimpiyat ve barış’ kelimelerinin birlikteliği daha da anlamlı hale geliyor. 1994'ten itibaren, Birleşmiş Milletler her Olimpiyat dönemi öncesinde “Spor ve Olimpiyat ideali aracılığıyla barışçıl ve daha iyi bir dünya inşa etmek” başlıklı bir karar kabul etti. ‘Olimpiyat ve barış’ bilrikteliğin ta Antik Yunan’a kadar gidiyor.

M.Ö. 9. yüzyılda, Yunanistan'ın Elis şehrinin yöneticisi olan Iphitos, bölgedeki sonsuz çatışmalardan bıkmıştı. Delfi'deki kahinle görüştüğünde, Apollon'un yeryüzündeki sesi........

© Habertürk


Get it on Google Play