Vahdettin’e “Hain” Demek Kolay, Tarihle Yüzleşmek Zor
Türkiye’de bazı isimler vardır; ya kutsanır ya da tek kelimeyle mahkûm edilir.
Arası yoktur.
Sorgulamak yoktur.
Bağlam yoktur.
Belge yoktur.
Sultan Vahdettin bu isimlerin başında gelir.
Yıllardır bir refleksle “hain” denir, dosya kapatılır.
Oysa tarih, sloganla değil; belgeyle, şartlarla ve akıl yürütmeyle konuşur.
Tarihi ahlâki infaz alanına çevirmek kolaydır; zor olan, hakikate yaklaşmaktır.
Millî Görüşçülerin ve siyasal İslamcıların bu meseledeki bakışı malûmdur.
Onlar için İttihatçılar “macera heveslisi”, Osmanlı’yı yıkan kadrodur.
Refleksle söylerler.
Biz de yıllarca refleksle tersine sarıldık.
Fakat insan bazen, kendi safındaki ezberleri de sorgulamak zorundadır.
Son dönemde dikkatimi çeken
önemli bir referans, Başbuğ Alparslan Türkeş’in İttihatçılar hakkında yaptığı açık ve net değerlendirmelerdir. Türkeş, bir konuşmasında İttihatçıların Osmanlı Devleti’ni fiilen yıktığını söylerken şu ayrımı özellikle yapar:
“İyi insan olmak başka şeydir, yapılan eylemlerin devlete verdiği zarar başka şeydir.”
İşte bu cümle, meseleyi duygudan ayırıp akla davet eden anahtardır.
0 Türk olan, Türk devlet geleneğinden gelen bir imparatorluğun son hükümdarına “hain” demenin bu kadar kolaycı oluşu, insanı ister istemez düşünmeye zorluyor.
Ve şu soru, artık ertelenemez:
Vahdettin gerçekten hain miydi, yoksa yenilmiş bir imparatorluğun son........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin
Daniel Orenstein