Atatürk Düşmanlığının Yeni Dalgası: Analiz mi, Cehalet mi?
Türkiye’de son günlerde Siyasal İslamcı çevrelerde yeni bir Atatürk düşmanlığı dalgası kabarıyor. Sevmek zorunda değiller; kimse kimseyi sevmeye mecbur bırakılamaz. Ancak saygı duymak bir asalet işidir. Bu asaletin kimlerde bulunup kimlerde bulunmadığını millet zaten görüyor.
Fakat mesele artık bir beğeni veya duygusal mesafe değil.
Ortaya atılan iddialar öylesine zorlama, öylesine yüzeysel ki, ciddiye alınıp tartışılacak bir tarafı dahi kalmıyor.
“Atatürk Diyaneti niye kurdu?” diyorlar…
Son günlerdeki en komik iddia şu:
Atatürk güya Diyanet’i, Kur’an’ın Türkçe mealini yaptırıp halkın kitabı okuyarak inancını kaybetmesini sağlamak için kurmuş.
Bu iddianın mantık örgüsü bile yok.
O zaman sormazlar mı adama:
“Kur’an anlaşılır hâle geldiğinde insanların ikna olmayacağı hangi inanç sisteminden bahsediyorsun?”
Eğer bir inanç, kendi kitabı okununca sorgulanıyorsa — o inancı savunduğunu iddia edenlerin dönüp kendisine bakması gerekir.
Ayrıca, Osmanlı döneminde din adamı kisvesi altında faaliyet gösteren Lavr gibi kripto Hristiyanlar, yabancı istihbarata çalışan imamlar ve devlet içinde kök salmış çok sayıda ajan varken, “dini koruma” iddiasıyla bütün suçu Atatürk’e yıkmak adil değildir.
Osmanlı subayına ihanet suçlaması mı?
Unutmayalım: Mustafa Kemal, Osmanlı subayıydı.
Devletine, milletine sadakatle hizmet etmiş, cephe cephe savaşmış bir........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Gideon Levy
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein