Suriye çatışmanın değil, iş birliğinin alanı olmalı
Arap Baharı’nın sonuçlarından korkan bölgesel ve bölgeyle doğrudan ilgilenen küresel aktörler Suriye’yi Arap Baharı’nın Gordion Düğümü haline getirmişlerdi.
Arap Halk Hareketlerinin Suriye’ye sıçramasından kısa bir zaman sonra Suriye adeta devletlerin ve devlet dışı aktörlerin cirit attığı rekabet sahası haline geldi.
Suriye ve bölgeyle ilgilenen aktörler ya doğrudan ya vekil kullanarak ya da her iki yolla Suriye’de var olmanın gayreti içinde oldular. Bir zamanlar Arap Baharı’nın umut dalgasıyla tanışan bu topraklar kısa sürede vekâlet savaşlarının merkezi haline geldi.
2015 yılına gelindiğinde milyonlarca Suriyeli ülkelerini terk etmek, bir o kadarı da ülke içinde görece daha güvenli gördüğü bölgelere göç etmek zorunda bırakılarak vatanından koparıldı; toprakları yabancı müdahalelere ve kaosa teslim edildi. Suriye kendi halkından çalındı.
Devletler, terör örgütleri ve devlet-dışı aktörler, Suriye’nin üzerinde satranç oynar gibi mücadele yürüterek Suriye Suriyelilerden alınmıştı.
DEAŞ ve PKK/YPG terör örgütü gibi örgütler başta olmak üzere onlarca örgüt Suriye’de belli alanları kontrolüne aldı.
Silahlı silahsız onlarca devlet-dışı aktör Suriye’de birilerinin adına faaliyet yürüttü.
Bölgeyle ilgili her aktör bir veya birkaç vekil üzerinden Suriye’de varlık göstermenin yolunu buldu ve Suriye bölgeyi de etkileyen çatışmanın alanı haline geldi.
Suriye’de on üç yıl süren kaos on iki günde Muhalif grupların Şam’ı kontrol etmesiyle son buldu. 61 yıllık BAAS Rejimi ve 54........
© Haber7
visit website