Suriye bizim gözaydınlığımız olsun!
İnşallah bir kaza bela olmaza, Bahara doğru yeni bir Suriye doğacak. Bu konuda asıl sorumluluk büyük ölçüde, Suriye Diasporasına ve Türkiye’ye düşecek. Hükümetin yapması gereken şeyler var, sivillerin yapması gereken şeyler var.
İran ve Türk dünyasına giden iş adamları tecrübesi, doğrusu ve yanlışı ile hem bizim için, hem Suriye halkı ve yönetimi için ders olmalı.
Suriye halkı ve yönetimine de bu anlamda büyük sorumluluklar düşüyor. Türkiye’den bir hocaefendi’nin ya da politikacılın selamı ile gelen birilerine hemen kapıları sonuna kadar açmayın. Türkiye ile Suriye arasında eskiden beri siyasilerin de içinde oldukları kaçakçılık şebekesi var. Ve tabii bir de Mafyöz ilişkiler. Bunların terör örgütleri de bağlantıları da var.. Türkiye’den gidip Suriye’de kriminal işler yapacak birileri de vardır. SİAD diye de gelebilirler, İnsani Yardım örgütü şapkası ile de gelirler. Bu anlamda diğer Arap Ülkeleri ve İslam ülkelerinden gelecek olanlara da dikkat edelim, tabii batıdan gelecek olanlara da. MOSSAD elemanları, her ülkenin pasaportunu kullanarak gelirler. Türkiye’yi mesken edinen CHABAT ve AGARTHA cemiyeti, Mason bir takım örgütler, kapıyı kapatsanız, bacadan girmeye çalışacaklardır.
Bu anlamda hem Türkiye’nin ve hem de Suriye’nin çok dikkatli olması gerekir.
Türkiye ile Suriye arasında doğru bir ilişki, her iki ülkenin de hayrına olur. Irakla olduğu gibi kayıt dışı ilişkiler, siyasi pazarlıklarla yapılan ticari pazarlıklar faydadan çok zarar verir her iki tarafa da.
Suriye’de Türk, Arap, Kürt, ortak çalışan Mafia elemanlarının da var olduğu söyleniyor. Kayıp çocuklar, organ mafyası, uyuşturucu baronları, silah kaçakçılığı, tarihi eser kaçakçılığı ne ararsan var bunlarda. Bunlardan bir kısmı da sureti haktan gözükerek dini ve siyasi ilişkiler üzerinden saygın bir takıp kişi ve kuruluşların içinde kendini gizleyebiliyorlar. Bu ilişkiler iç savaş süresi içinde de bir şekilde devam etti. Bu karanlık örgütlerin yurtdışı ile Ermeni ve Süryani unsurlar üzerinden bağları da var. Bu dönemde Müslüman tanınan bir çok Musevi de yeni dönemde cömert tekliflerle gelebilirler.
Fuhuş, Kumar, Alkol ve Uyuşturucu, Kumar konusunda doğrudan kullanıcıları değil, bunun mafyası ve pazarlamasını yapanlar hedef alınmalı. Kullanıcılar tedrici şekilde rehablite edilmelidir. Buraya kapı aralayan bir takım bar, pavyon, Tatto-Piercing, disko gibi, turizm maskeli fuhuş’un baştan önü alınmalıdır. Fuhuş ve Uyuşturucu ile mücadelede, hedef ve yöntem ciddi olarak gözden geçirilmelidir.
Ülke ekonomisi için olduğu kadar, “uyuşturucu’dan kaçış” için Kenevir ekiminin kontrollü olarak ekimi ve işletmesi önemlidir diye düşünüyorum. Sentetik uyuşturucu her yerde, her zaman olacak. Tiner, aseton da uyuşturucu olabilir. Bunların kriminal risk katsayısı çok yüksektir,........
© Haber Vakti
visit website