Yerel yönetimler, kamu hizmetlerinin halka en yakın noktada sunulmasından sorumlu en önemli idari birimlerdir. Ancak bu hizmetlerin niteliği kadar, mali sürdürülebilirlik ve kaynak kullanımında disiplinin korunması da büyük önem taşımaktadır. Günümüzde belediyelerin ve il özel idarelerinin karşı karşıya kaldığı en önemli zorluklardan biri, gelir ve gider dengesini sağlarken hizmet kalitesini koruyabilmektir. Bu noktada “mali disiplin”, yalnızca bütçe dengesi değil; aynı zamanda kaynakların etkin, verimli ve hesap verebilir biçimde kullanılması anlamına gelir.
Mali disiplin, yerel yönetimlerin mali özerkliklerini koruyarak kamu kaynaklarını amaç dışı kullanım riskinden uzak tutan bir yönetim anlayışıdır. Bütçe açığı, borç yükü ve gereksiz harcama kalemleri, yerel yönetimlerin hareket alanını daraltırken vatandaşın refahını da doğrudan etkiler. Özellikle merkezi bütçeden sağlanan payların sınırlı olduğu dönemlerde, yerel gelirlerin artırılması kadar mali disiplinin sıkı biçimde uygulanması da zorunlu hale gelir. Çünkü mali disiplini kaybeden bir yerel yönetim, uzun vadede yatırım kapasitesini azaltır, hizmetlerin sürdürülebilirliğini tehlikeye sokar ve ekonomik istikrarı zedeler.
Bütçe Planlamasında Gerçekçilik ve Önceliklendirme
Yerel yönetimlerin mali disiplinini sağlamanın ilk koşulu, gerçekçi ve önceliklendirilmiş bir bütçe planlamasıdır. Birçok belediye, yatırım projelerini siyasi beklentiler ya da kısa vadeli popülist amaçlarla belirlemekte; bu durum, uzun vadeli finansal istikrarı tehlikeye atmaktadır. Oysa ki bütçenin her bir kalemi, performans esaslı bir anlayışla, somut hedeflere dayandırılmalıdır.
Gerçekçi gelir tahminleri yapılmadan hazırlanan bütçeler, yıl ortasında revizyonlarla karşılaşmakta ve borçlanmaya zemin hazırlamaktadır. Bu nedenle yerel yönetimlerin, gelir tahsilat kapasitelerini doğru analiz........

© Haber Gündemim