Omuzlarındaki Yük: Dertlerin Kamburuna Dönüşen İnsanın Hikayesi
İnsan olmanın, yaşamın içinde taşımaya mecbur olduğumuz bir yükü vardır. Bu yük, fiziksel değil, çoğu zaman içsel bir ağırlıktır. Dertler, kayıplar, kaybolan umutlar, geçmişin hayaletleri, geleceğin belirsizlikleri… Bütün bunlar, bir şekilde omuzlarımızda taşınır. Bir çocukken ne kadar hafif olursa, yıllar geçtikçe o kadar ağırlaşır, ta ki bir kambura dönüşene kadar.
İnsanın yükü, başkalarına ne kadar gösterirse göstersin, her birinin kişisel ve kendine özgüdür. Kimisi iş yerindeki bir sorumluluğu taşır, kimisi bir ilişkiyi, kimisi ailevi meseleleri. Kimisi ise geçmişin kabuslarını her gün yeniden yaşar. Ama bir gerçek var ki, hiçbiri bu yükleri tek başına taşımaz; herkesin omuzlarında bir parça da olsa başkalarının dertleri bulunur.
Yükün Başlangıcı: İhtiyaçtan Dönüşen Yük
Hayat, doğal olarak zorluklarla şekillenir. Küçük yaşlardayken belki sadece okulda başarılı olma isteği, aileyi mutlu etme arzusu ve gelecekteki hayalleriyle meşgul olur insan. Ancak zamanla bu basit dilekler, sorumluluklara dönüşür. Bir aile kurmak, çalışmak, sevdiklerine iyi bir yaşam sunmak, kariyer yapmak… Başlangıçta hepsi birer hedefken, zamanla insanın omuzlarına binlerce minik taş ekler.
Bu........
© Haber Ege
visit website