Dünyaca kabul gören özel günler ve tarihler genellikle uluslararası kuruluşlar, örgütler ve birlikler tarafından belirleniyor.

Bu günlerin ortaya koyulup, kabul görmesinin altında bir çok neden yatmaktadır.

Bir tanesini söyleyeyim küresel güçlerin ekonomik menfaatleri.

Kabul edilen ve kutlanan günlerin bir kısmı anlamlı ve faydalı olmasına rağmen bir çoğu ise sadece ad olsun ve birilerin değirmenine su taşımak amacıyla, desinler diye etkinlikler yapılmaktadır.

Tabiri caiz ise işin tadı kaçmış.

Örneğin dünya da kutlanan, günlerle ilgili olarak bir kaç örnek verirsek;

16 Ocak Hiç Bir şey günü,

31 Ocak Dünya Tersine Günü,

6 Şubat Beceriksizlerin Günü,

16 Şubat Dünya Huysuzlara İyilik Yapma Günü, bunları çoğaltmak mümkün.

Bir yılın yarısından fazlasına bir gün adı altında kutlamaktayız.

Türkiye'de yılın 365 gününden 125'inden fazlasında özel gün kutlanıyor. Ayrıca 50'ye yakın da belirli hafta kutlaması yapılıyor.

Kimi toplumsal özel günler de, dinî ve millî açıdan önemi olan, o toplumun mânevî ve târihsel var oluşunun sebebi olan günlerdir.

Bu günlere bir sözümüz yok.

8 Mart ise Dünya Kadınlar Gününü kutladık.

Günün anlamını, ne zaman ve hangi nedenlerden dolayı kutlandığını bilmeyen kişiler, STK'lar sadece desinler diye sokaklarda caddelerde gül dağıttılar.

Daha ileri gidenler de oldu, çeşitli etkinlikler yapmayı da ihmal etmediler.

Tek amaçları dost bizi alış verişte görsün.

Tabi sosyal medya da fotoğraf verme ve beğenilme amaçlarında yabana atmamak gerek.

Kadınların yaşadığı sosyal, kültürel, ekonomik vb. Sorunları çözmek konusunda çalışmaları ve projeleri ortaya koymak yerine bir gül ve bir cümle ile her şeyi hallettik.

Kadınlarımızı sadece bir gün hatırlamakla bir yılı geçiştirdik.

Ağlayan, çocuğunu kimyasal silahlardan koruyamayan, çocuğunu doyuramayan veya yaşam hakkı elinden alınan tüm kadınlarımızın sorunlarını bir gül vererek ve fotoğraf çektirip yayınlayarak hal ettik.

Bir katkım olsun diye kadınlar günün tarihçesi ve bizim kültürümüzde kadınlarla ilgili bir kaç cümle söylemek istiyorum.

8 MART KADINLAR GÜNÜ;

8 Mart Kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olmak yolunda verdiği mücadelenin meşalesinin adıdır.

8 Mart 1857‘de, bundan tam 158 yıl önce ABD‘de 40 bin kadın dokuma işçisinin, kadın işçilerin işten çıkarılmalarını ve düşük ücret verilmesini protesto etmek amacıyla ilk kez direndikleri ve greve gittikleri tarihtir. Kadınlar çalıştıkları fabrikayı işgal ettiler ve polis müdahalesiyle karşılaştılar. Olaylar sırasında polis grev yapan kadınları fabrikaya kapattı.Eylemler sırasında, çıkan yangında 128 kadın hayatını kaybetti.

1910 yılında Kopenhag‘da II. Enternasyonale bağlı sosyalist kadınların yaptığı Uluslararası Kadınlar Konferansı‘nda Clara Zetkin‘in önerisi üzerine 8 Mart, Amerika‘da grev sırasında çıkan yangında ölen işçi kadınların anısına "2. Enternasyonel Kadın Mücadele Günü" olarak ilan edildi.

Ülkemizde ilk kez 1921 yılında kutlanan 8 Mart tarihi, 1975 Dünya Kadınlar Yılı‘nda Birleşmiş Milletler‘in "Dünya Kadınlar Günü" olarak kabul etmesiyle birlikte sokağa taşındı ve daha yaygın olarak kutlanmaya başlandı.

O gün bu gündür bir gül vererek bu günü kutluyoruz.Gülü de herkesi görebileceği şekilde vermekte tek şart.

Birleşmiş Milletlerin (BM) verilerine göre, 2022 yılında dünya genelinde tahminen 81 bin 100 kadın öldürüldü. Söz konusu kadınların tahminen 45 bini, eşleri, erkek arkadaşları ya da aile üyeleri tarafından işlenen cinayetlerde öldürüldü.

Ülkemiz de 2023 Yılında Erkekler Tarafından 315 Kadın Öldürüldü, 248 Kadın Şüpheli Şekilde Ölü Bulundu.

Türkiye'de 2024 yılı başından itibaren 71 kadın öldürüldü. 27 Şubat'ta ise bir rekor yaşandı; aynı gün yedi kadının birden öldürülmesiyle bir günde bilinen en yüksek sayıda kadın cinayeti işlendi.

Son 10 yılda 3 bin 850 kadın öldürüldü.

Bu sorun konusun da yapılan çalışmalarında yetersiz kaldığı ortada.

Günümüzde Türkiye'de kadın haklarına dair başlıca sorunlar olarak şunlar gösterilebilir:

Aile içi şiddete ve zorbalığa maruz kalmak.

Toplumsal ve kültürel baskı.

Eğitim-öğretim imkânlarından yoksun bırakılmak.

Çalışma hakkından yoksun bırakılmak.

İş yerinde mobbing, ayrımcılık ve gelir adaletsizliği.v.s.

Günümüz de kadınlarımız bu zorlukları yaşamakta iken tarihimize baktığımızda kadınlarımıza daha fazla değer verdiğmizi söyleyebilirim.

Türk toplumunda kadının saygın bir yeri vardır.

Orta Asya'da kurulan ilk Türk devletlerinde kadın ve erkek eşit haklara sahipti. Devlet yönetiminde, hakanların yanında hatun adı verilen eşleri de söz sahibiydi. Kadınlar ata binip ok atar, top oynar, güreş gibi ağır sporlar yapar ve savaşlara katılırlardı. Saka Türk'lerinde yüz yıllar önce ilk kadın hükümdar çıkmıştır.

İslâm, kadını saygıdeğer bir varlık olarak görür ve ailenin temel bir direği olduğunu kabul eder.

Kadın tıpkı erkek gibi mirasçı olma, mesken edinme, ticaret yapma, mülk edinme, hukuki tasarrufta bulunma haklarına sahiptir. Kadın bu hususlarda serbest teşebbüs hakkına sahiptir; kimseden izin almak zorunda değildir.

Kutsal kitabımız da erkekler kelimesi 17'si , 9'u da şeklinde olmak üzere 26 defa geçmektedir. Kadınlar kelimesi ise sadece şeklinde 38 defa geçmekte ve ayrıca başka formlarda da gelmektedir Çeşitli formlarda 42 defa.

İnancımız da ve geleneğimizde kadınlarımız bu kadar önemsenip değer verilmişken günümüz de yaşanan kadınlara ilişkin sorunları anlamak imkansız.

Unutmamak gerek her alanda olduğu gibi bu konuda en fazla sıkıntı bizim coğrafyamız da yaşanmakta.

İslam coğrafyasındaki kadınlarımızın sorunları diğer coğrafyadaki kadınlardan kat kat daha fazla.

İzlenen yol ve mantıkla bu sorunu çözmemiz zor görünüyor.

Kadınlar o kadar değerli ve önemlidir ki bir gün ve bir gül ile anımsamak bence çok yetersiz.

Yılın her günün de değer verilmeli, sorunlarının çözümü için her gün gayret gösterilmelidir.

Ben böyle düşünüyorum.

Ya siz?

QOSHE - BİR GÜL İLE SORUNLARI ÇÖZDÜK - Av. Aziz Dinç
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

BİR GÜL İLE SORUNLARI ÇÖZDÜK

7 5
10.03.2024

Dünyaca kabul gören özel günler ve tarihler genellikle uluslararası kuruluşlar, örgütler ve birlikler tarafından belirleniyor.

Bu günlerin ortaya koyulup, kabul görmesinin altında bir çok neden yatmaktadır.

Bir tanesini söyleyeyim küresel güçlerin ekonomik menfaatleri.

Kabul edilen ve kutlanan günlerin bir kısmı anlamlı ve faydalı olmasına rağmen bir çoğu ise sadece ad olsun ve birilerin değirmenine su taşımak amacıyla, desinler diye etkinlikler yapılmaktadır.

Tabiri caiz ise işin tadı kaçmış.

Örneğin dünya da kutlanan, günlerle ilgili olarak bir kaç örnek verirsek;

16 Ocak Hiç Bir şey günü,

31 Ocak Dünya Tersine Günü,

6 Şubat Beceriksizlerin Günü,

16 Şubat Dünya Huysuzlara İyilik Yapma Günü, bunları çoğaltmak mümkün.

Bir yılın yarısından fazlasına bir gün adı altında kutlamaktayız.

Türkiye'de yılın 365 gününden 125'inden fazlasında özel gün kutlanıyor. Ayrıca 50'ye yakın da belirli hafta kutlaması yapılıyor.

Kimi toplumsal özel günler de, dinî ve millî açıdan önemi olan, o toplumun mânevî ve târihsel var oluşunun sebebi olan günlerdir.

Bu günlere bir sözümüz yok.

8 Mart ise Dünya Kadınlar Gününü kutladık.

Günün anlamını, ne zaman ve hangi nedenlerden dolayı kutlandığını bilmeyen kişiler, STK'lar sadece desinler diye sokaklarda caddelerde gül dağıttılar.

Daha ileri gidenler de oldu, çeşitli etkinlikler yapmayı da ihmal etmediler.

Tek amaçları dost bizi alış verişte görsün.

Tabi sosyal medya da fotoğraf verme ve beğenilme amaçlarında yabana atmamak gerek.

Kadınların yaşadığı sosyal, kültürel, ekonomik vb. Sorunları çözmek konusunda çalışmaları ve projeleri ortaya koymak yerine bir gül ve bir cümle ile her şeyi hallettik.

Kadınlarımızı sadece bir gün hatırlamakla bir yılı geçiştirdik.

Ağlayan, çocuğunu kimyasal silahlardan koruyamayan, çocuğunu doyuramayan veya yaşam hakkı elinden alınan tüm kadınlarımızın sorunlarını bir gül vererek ve fotoğraf çektirip yayınlayarak hal ettik.

Bir........

© Günışığı Gazetesi


Get it on Google Play