KAÇIRDIĞI GOLLERE TESLİM OLDU
KONFEDERASYON Kupası’nın lideri, AEK önünde bu unvanını korumak için sahadaydı.
Samsunspor öncelikle takım halinde oynuyor.
Bu da takım olma olgusunu geliştiren bir faktör.
Oyuna misafir takım hakim gibi başlamasına rağmen kırmızı beyazlılar rakibin 2.ci ve 3.cü bölgesinde yaptığı ısrarlı presle rakibi ısırmaya başladı.
Maçın henüz dördüncü dakikasında Musaba’nın ceza sahasına ortaladığı topun Moukoudi’ye çarparak ağlara gitmesi ile öne geçti.
Bu üstünlüğün verdiği özgüvenle de ilk yarının tamamını kendi istedikleri gibi oynadılar.
Golü yedikten sonra daha öne çıkması beklenen AEK tam da Samsunspor’un istediğini yaptı.
Böyle olunca da geçiş oyunu en iyi uygulayan takımların başında gelen kırmızı beyazlılar Ntcham VE Makoumbou’nun orta saha önderliğinde Emre Çolak ve Holse’nin çabukluğunu, sol kanatta da Musaba’nın adam eksiltme özelliğini kullanmaya başlayınca rakip kaleye çok kolay inmeye başladı.
Dönen toplarda ise Ntcham’ın akıllı vuruşlarını izledik.
İlk yarının sonuna doğru yine böyle bir atakta Musaba’nın getirdiği topa Mouandilmadji yetişebilse takımını 2-0 öne
geçirerek devre arasına girmesini sağlayabilecekti.
İkinci yarıda oyunu domine eden AEK idi.
Önce ceza sahası önünde kazandıkları frikik vuruşunda Okan ters ayakta yakalanınca da beraberlik golünü yakaladılar.
Sonra da Koita’nın sağ taraftan sürükleyip getirdiği topla öne geçtiler.
Yunan temsilcisi iyi bir takım.
Daha tecrübeli ayaklara sahip oldukları da kesin.
Ki, ilk yarıda methiyeler dizdiğimiz Samsunspor gitmiş yerine başka bir takım gelmişti sanki.
Oyunun tüm aksiyonlarını rakibe teslim ettiler.
Son bir buçuk ayda hiç kaybetmeyen AEK’lılar da bunu geri çevirmedi tabi.
Takımı tüm hatlarıyla oyundan düşünce Thomas Reis bunu değişikliklerle gidermeye çalıştı ama Musaba’nın yerine oyuna aldığı genç futbolcu Tahsin bu maçta mı şans bulmalıydı, o tartışılır.
Bence her ne kadar ikinci yarıda etkisizleşse de, Musaba içeride olmalıydı.
Avrupa maçlarında maçın tamamında takım olarak oynama gereği var.
Hele de ilk yarıda ele geçen fırsatları değerlendiremezseniz sonra bu fırsatları arıyorsunuz ama o zaman da iş işten geçmiş oluyor.
Samsunsporlu futbolcuları suçlamıyorum elbette.
Bu kulvarlar da deneyim şart.
Olmayınca da istediğinizi alamıyor sahadan boynu bükük ayrılma mecburiyetinde kalıyorsunuz.
Samsunspor öncelikle takım halinde oynuyor.
Bu da takım olma olgusunu geliştiren bir faktör.
Oyuna misafir takım hakim gibi başlamasına rağmen kırmızı beyazlılar rakibin 2.ci ve 3.cü bölgesinde yaptığı ısrarlı presle rakibi ısırmaya başladı.
Maçın henüz dördüncü dakikasında Musaba’nın ceza sahasına ortaladığı topun Moukoudi’ye çarparak ağlara gitmesi ile öne geçti.
Bu üstünlüğün verdiği özgüvenle de ilk yarının tamamını kendi istedikleri gibi oynadılar.
Golü yedikten sonra daha öne çıkması beklenen AEK tam da Samsunspor’un istediğini yaptı.
Böyle olunca da geçiş oyunu en iyi uygulayan takımların başında gelen kırmızı beyazlılar Ntcham VE Makoumbou’nun orta saha önderliğinde Emre Çolak ve Holse’nin çabukluğunu, sol kanatta da Musaba’nın adam eksiltme özelliğini kullanmaya başlayınca rakip kaleye çok kolay inmeye başladı.
Dönen toplarda ise Ntcham’ın akıllı vuruşlarını izledik.
İlk yarının sonuna doğru yine böyle bir atakta Musaba’nın getirdiği topa Mouandilmadji yetişebilse takımını 2-0 öne
geçirerek devre arasına girmesini sağlayabilecekti.
İkinci yarıda oyunu domine eden AEK idi.
Önce ceza sahası önünde kazandıkları frikik vuruşunda Okan ters ayakta yakalanınca da beraberlik golünü yakaladılar.
Sonra da Koita’nın sağ taraftan sürükleyip getirdiği topla öne geçtiler.
Yunan temsilcisi iyi bir takım.
Daha tecrübeli ayaklara sahip oldukları da kesin.
Ki, ilk yarıda methiyeler dizdiğimiz Samsunspor gitmiş yerine başka bir takım gelmişti sanki.
Oyunun tüm aksiyonlarını rakibe teslim ettiler.
Son bir buçuk ayda hiç kaybetmeyen AEK’lılar da bunu geri çevirmedi tabi.
Takımı tüm hatlarıyla oyundan düşünce Thomas Reis bunu değişikliklerle gidermeye çalıştı ama Musaba’nın yerine oyuna aldığı genç futbolcu Tahsin bu maçta mı şans bulmalıydı, o tartışılır.
Bence her ne kadar ikinci yarıda etkisizleşse de, Musaba içeride olmalıydı.
Avrupa maçlarında maçın tamamında takım olarak oynama gereği var.
Hele de ilk yarıda ele geçen fırsatları değerlendiremezseniz sonra bu fırsatları arıyorsunuz ama o zaman da iş işten geçmiş oluyor.
Samsunsporlu futbolcuları suçlamıyorum elbette.
Bu kulvarlar da deneyim şart.
Olmayınca da istediğinizi alamıyor sahadan boynu bükük ayrılma mecburiyetinde kalıyorsunuz.
Bu da takım olma olgusunu geliştiren bir faktör.
Oyuna misafir takım hakim gibi başlamasına rağmen kırmızı beyazlılar rakibin 2.ci ve 3.cü bölgesinde yaptığı ısrarlı presle rakibi ısırmaya başladı.
Maçın henüz dördüncü dakikasında Musaba’nın ceza sahasına ortaladığı topun Moukoudi’ye çarparak ağlara gitmesi ile öne geçti.
Bu üstünlüğün verdiği özgüvenle de ilk yarının tamamını kendi istedikleri gibi oynadılar.
Golü yedikten sonra daha öne çıkması beklenen AEK tam da Samsunspor’un istediğini yaptı.
Böyle olunca da geçiş oyunu en iyi uygulayan takımların başında gelen kırmızı beyazlılar Ntcham VE Makoumbou’nun orta saha önderliğinde Emre Çolak ve Holse’nin çabukluğunu, sol kanatta da Musaba’nın adam eksiltme özelliğini kullanmaya başlayınca rakip kaleye çok kolay inmeye başladı.
Dönen toplarda ise Ntcham’ın akıllı vuruşlarını izledik.
İlk yarının sonuna doğru yine böyle bir atakta Musaba’nın getirdiği topa Mouandilmadji yetişebilse takımını 2-0 öne
geçirerek devre arasına girmesini sağlayabilecekti.
İkinci yarıda oyunu domine eden AEK idi.
Önce ceza sahası önünde kazandıkları frikik vuruşunda Okan ters ayakta yakalanınca da beraberlik golünü yakaladılar.
Sonra da Koita’nın sağ taraftan sürükleyip getirdiği topla öne geçtiler.
Yunan temsilcisi iyi bir takım.
Daha tecrübeli ayaklara sahip oldukları da kesin.
Ki, ilk yarıda methiyeler dizdiğimiz Samsunspor gitmiş yerine başka bir takım gelmişti sanki.
Oyunun tüm aksiyonlarını rakibe teslim ettiler.
Son bir buçuk ayda hiç kaybetmeyen AEK’lılar da bunu geri çevirmedi tabi.
Takımı tüm hatlarıyla oyundan düşünce Thomas Reis bunu değişikliklerle gidermeye çalıştı ama Musaba’nın yerine oyuna aldığı genç futbolcu Tahsin bu maçta mı şans bulmalıydı, o tartışılır.
Bence her ne kadar ikinci yarıda etkisizleşse de, Musaba içeride olmalıydı.
Avrupa maçlarında maçın tamamında takım olarak oynama gereği var.
Hele de ilk yarıda ele geçen fırsatları değerlendiremezseniz sonra bu fırsatları arıyorsunuz ama o zaman da iş işten geçmiş oluyor.
Samsunsporlu futbolcuları suçlamıyorum elbette.
Bu kulvarlar da deneyim şart.
Olmayınca da istediğinizi alamıyor sahadan boynu bükük ayrılma mecburiyetinde kalıyorsunuz.
Oyuna misafir takım hakim gibi başlamasına rağmen kırmızı beyazlılar rakibin 2.ci ve 3.cü bölgesinde yaptığı ısrarlı presle rakibi ısırmaya başladı.
Maçın henüz dördüncü dakikasında Musaba’nın ceza sahasına ortaladığı topun Moukoudi’ye çarparak ağlara gitmesi ile öne geçti.
Bu üstünlüğün verdiği özgüvenle de ilk yarının tamamını kendi istedikleri gibi oynadılar.
Golü yedikten sonra daha öne çıkması beklenen AEK tam da Samsunspor’un istediğini yaptı.
Böyle olunca da geçiş oyunu en iyi uygulayan takımların başında gelen kırmızı beyazlılar Ntcham VE Makoumbou’nun orta saha önderliğinde Emre Çolak ve Holse’nin çabukluğunu, sol kanatta da Musaba’nın adam eksiltme özelliğini kullanmaya başlayınca rakip kaleye çok kolay inmeye başladı.
Dönen toplarda ise Ntcham’ın akıllı vuruşlarını izledik.
İlk yarının sonuna doğru yine böyle bir atakta Musaba’nın getirdiği topa Mouandilmadji yetişebilse takımını 2-0 öne
geçirerek devre arasına girmesini sağlayabilecekti.
İkinci yarıda oyunu domine eden AEK idi.
Önce ceza sahası önünde kazandıkları frikik vuruşunda Okan ters ayakta yakalanınca da beraberlik golünü yakaladılar.
Sonra da Koita’nın sağ taraftan sürükleyip getirdiği topla öne geçtiler.
Yunan temsilcisi iyi bir takım.
Daha tecrübeli ayaklara sahip oldukları da kesin.
Ki, ilk yarıda methiyeler dizdiğimiz Samsunspor gitmiş yerine başka bir takım gelmişti sanki.
Oyunun tüm aksiyonlarını rakibe teslim ettiler.
Son bir buçuk ayda hiç kaybetmeyen AEK’lılar da bunu geri çevirmedi tabi.
Takımı tüm hatlarıyla oyundan düşünce Thomas Reis bunu değişikliklerle gidermeye çalıştı ama Musaba’nın yerine oyuna aldığı genç futbolcu Tahsin bu maçta mı şans bulmalıydı, o tartışılır.
Bence her ne kadar ikinci yarıda etkisizleşse de, Musaba içeride olmalıydı.
Avrupa maçlarında maçın tamamında takım olarak oynama gereği var.
Hele de ilk yarıda ele geçen fırsatları değerlendiremezseniz sonra bu fırsatları arıyorsunuz ama o zaman da iş işten geçmiş oluyor.
Samsunsporlu futbolcuları suçlamıyorum elbette.
Bu kulvarlar da deneyim şart.
Olmayınca da istediğinizi alamıyor sahadan boynu bükük ayrılma mecburiyetinde kalıyorsunuz.
Maçın henüz dördüncü dakikasında Musaba’nın ceza sahasına ortaladığı topun Moukoudi’ye çarparak ağlara gitmesi ile öne geçti.
Bu üstünlüğün verdiği özgüvenle de ilk yarının tamamını kendi istedikleri gibi oynadılar.
Golü yedikten sonra daha öne çıkması beklenen AEK tam da Samsunspor’un istediğini yaptı.
Böyle olunca da geçiş oyunu en iyi uygulayan takımların başında gelen kırmızı beyazlılar Ntcham VE Makoumbou’nun orta saha önderliğinde Emre Çolak ve Holse’nin çabukluğunu, sol kanatta da Musaba’nın adam eksiltme özelliğini kullanmaya başlayınca rakip kaleye çok kolay inmeye başladı.
Dönen toplarda ise Ntcham’ın akıllı vuruşlarını izledik.
İlk yarının sonuna doğru yine böyle bir atakta Musaba’nın getirdiği topa Mouandilmadji yetişebilse takımını 2-0 öne
geçirerek devre arasına girmesini sağlayabilecekti.
İkinci yarıda oyunu domine eden AEK idi.
Önce ceza sahası önünde kazandıkları frikik vuruşunda Okan ters ayakta yakalanınca da beraberlik golünü yakaladılar.
Sonra da Koita’nın sağ taraftan sürükleyip getirdiği........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin