MAKAM ve MEVKİ MERAKI
Bir insan hakkında her şeyi düşünebiliriz, hatta ondan nefret bile edebiliriz. Bu durumda bile hatırımızdan çıkartmamalıyız ki herkes bizimle aynı yaşam hakkıyla dünyaya gelir. Bu bile ona saygı duymamız için büyük bir neden. Toplumsal ilişkilerimiz karmaşıklaştıkça gözden kaçırıyoruz; çünkü bireysel psikolojilerimiz de aynı karmaşadan nasibini alıyor. Öz değerimizi bilemezken başkalarının değerini takdir etmemiz olası değil. Zaten saygıyla itaati net olarak ayıramadığımızdan “birine saygı duymak” denildiği zaman hemen ona itaat etmeye hazırlanabiliyoruz. İtaat etmek zorunda olmadığımızı düşündüğümüz insanlara da saygı göstermeyebiliyoruz.
Hele ki birinin bizden birazcık aşağıda olduğunu düşünelim, bize hayır diyemeyeceğini varsayalım… Kafamız azıcık kırıksa bunu sırf zevk için yapıyoruz. Yaralarımız varsa, başkalarını ezerek içimizdeki yaralara bakmak zorunda kalmıyoruz. Genelde merhametli bir toplum olsak da maalesef bu durumla zaman zaman karşılaşıyoruz, birbirimize karşı acımasız olabiliyoruz. Biri bize iyi davranıyor, kibarlık ediyorsa; onun zayıf olduğunu sanıp derhal tırnaklarımızı çıkartabiliyoruz. Bu noktada pirim veriyor insanımız “kişisel şey”cilere. Neye uğradıklarını bilemediklerinden onların verdiği tavsiyelere tutunmaya çalışıyorlar. Yani aslanlara öyle çok yem oluyorlar ki, lunaparklardaki olduğundan büyük gösteren hileli aynaları tutan biri olursa hemen onun girdabına kapılıyorlar. Çünkü o kadar ezilmiş, nezaketi güçsüzlük sayılıp paspas........
© Gazete Gerçek
