menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Küstakoz: Utanıyormuşuz gibi çek pampa

74 1
24.04.2024

AKP’nin hiçbir döneminde, şatafat ve debdebenin, yoksulluğu ve yoksulları tahkir edeceği yönünde bir derdi olmadı. Eski Türkiye lafzının giderek azaldığı ama "AKP’nin fabrika ayarları, AKP’nin eski günleri, AKP asr-ı saadeti" dönemselleştirmesinin giderek arttığı şu günlerde, AKP’nin cemaz-ül evvelinin de çok da matah olmadığını, ellerine geçen her fırsatta halkın parasını debdebe için harcadıklarını, bunu yapamadıkları zamanlarda da bunu dini, etik, ahlaki, iradi bir tercih ile değil, basit bir şekilde yapamadıklarından yapmadıklarını vurgulamakta büyük fayda var. Neyse ki, AKP eliti ve onun tek kişilik dev kadrosu Tayyip Erdoğan, en azından 2016 Ağustos’undan beri kendi tercihlerini her hangi bir iradi kısıtlamaya (ordu-bürokrasi vesayeti, Fethullahçı tazyik vb.) müsaade etmeyecek şekilde yaşayabiliyor.

Dahası AKP’nin aşçısından amirine bütün kadrolarında bu yönde bir temayül var. Mesela Tayyip Erdoğan’ın manda yoğurdu, ejder yumurtası, yulaf ezmesi, Medine hurmasından müteşekkil sağlıklı yaşam reçetesi, Savcı Sayan ve AKP Ağrı Gençlik kollarının, şaşaalı sahur yemeği ile mukabele edilmişti. Bir de tabii son zamanların sosyal tiplerinden birisi haline gelmiş olan, "AKP Çocukları" var ki, bunlar AKP döneminden geleceğe kalacak olan tek atasözü “itibardan tasarruf olmaz”ın en rüküş, en görgüsüz, en arsız, en küstah bedenlenişi.

Tüm bu numunelere rağmen, AKP’nin itibar inşası meselesi ile ilgili olarak tam da Veysel’in “tabirin sığmaz kaleme” dediği bir kör nokta var (dı). Neyse ki, Cumhur İttifakı'nın love&hate objesi ve 90 uzatmalarının oyuncusu Mehmet Şimşek ‘local’ terimini tam da bu kör noktayı dolduracak Freudyen bir dil sürçmesi olarak kullandı. Artık belli ki, AKP’nin itibar meselesinde ulaştığı yabancılaşma, kolonici ile yerli arasında bir tür West and Rest(1) kıvamına gelmiş durumda.

Dolayısıyla, mesele 3-5 ağaç olmadığı gibi, 3-5 ıstakoz da değil.

Fakat olayın kahramanı Şebnem Bursalı önemli. Bir kere kaç kişinin, şıracı-bozacı denkleminde, RTE’ye karşı size kefil olabilecek Osman Gökçek gibi arkadaşı var? Tek bu kefalet bile olaya dikkat kesilmeye yeter. Biz bir başka önemli AKP’li Bülent Arınç’ın kadri kıymeti bilinmemiş kavramsallaştırmasıyla, tarassut etmeye devam edelim.

Şebnem Bursalı hanımefendiyi siyaset dünyasına kazandıran, Ege’nin ‘local’ gazetesi Yeni Asır olmuş. Yeni Asır gazetesi, Türkiye’nin en eski özel gazetesi olarak kendisini tanıtıyor. İlk özel dağıtım ağı, ilk resmi ilan, Japonya’dan önce dijital-bilgisayarlı basın teknolojisine geçmiş olmakla iftihar ediyor. Bir de, (şimdilerde çok revaçta olmasa da) dil devrimine yapmış oldukları bir katkı varmış: ‘miştir’ ekinin ‘di’ ile ikame edilmesinden mülhem bir ‘di’li geçmiş zaman reformu.

Hepsi onlara aitmiş, ne kadar iftihar etseler az.

Bir de tabii, Yeni Asır 2011 yılında Turkuvaz gurubuna yani Albayraklara geçiyor, bundan sonra Şebnem Bursalı’nın günü geliyor. Yani Yeni Asır’ın Türkiye basınına ve siyasetine kazandırdıkları arasında belki en önemli şeylerden birisi de o. Bir zamanlar Pensilvanya’dan fotoğraf veren bu hanımefendi birden bire Gavur İzmir’in Bitinya’sında, reisin uç beyi oluyor (yani politik doğruculuğa gerek yok, baciyan demeyi gönül isterdi ama, baya uç beyi).

Efendim, İstanbul 2019 seçimlerinde Binali Yıldırım’ın oylarının çalındığı yönlü tezvirata omuz vermek olsun, Kılıçtaroğlu’na dönük linç girişimini ‘halkın duygusallığı’ olarak görmek olsun her konuda Osman Gökçek’in dostluğuna ve TRT’deki Zafer Şahin(2) gibi........

© Gazete Duvar


Get it on Google Play