menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

İmkansız CHP, imkansız muhalefet

65 25
18.01.2024

“-Ne var ne oldu?

-Ne olacak hayat hiç yakamı bırakmıyor…”

Gonçarov, Oblomov

Rosa Luxemburg, 15 ocak 1919 tarihinde öldürülmeden bir gün önce, Rote Fahne dergisinde yayınlanan bildirisinde şöyle söyler: “…devrim daha yarın olmadan; zincir şakırtıları içinde yine doğrulacaktır ve sizleri dehşet içinde bırakıp, trampet sesleri arasında şunu bildirecektir: Vardım, varım, varolacağım”

Bu bildiriden bir gün sonra, Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht Berlin’de işkence ile öldürülür ve cesetleri kanalizasyona atılır. John Berger, sonrasını şöyle anlatır:Seni öldüren haydutlar, parçalanmış bedenini Berlin kanalına attılar. Bedenin üç ay sonra, durgun sularda bulundu. Bazıları, bu bedenin sana ait olup olmadığından emin olamadılar.” Luxemburg’un sevgilisi Leo Jogiches’nin uzun araştırmaları sonucunda olay açığa çıkartılır ve o günden sonra, 15 Ocak Berlin’den başlayarak dünyanın pek çok yerinde Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht günü olarak kutlanır.

Bu yıl da öyle oldu. Göstericiler dünyanın her yerinde, Luxemburg ve Liebknecht'i andılar. Berlin’deki anmaya Alman polisi saldırdı, saldırının gerekçesi ise “Nehirden denize, özgür Filistin” sloganlarıydı. RAF militanlarının sıklıkla söylediği gibi, Almanya’da Naziler fabrika ve üretimin organizasyonundan hiç çekilmemişlerdi, devlet tarafında ise daha az ve daha ürkekçe var oldular, ama 2000’lerden sonra Nazilerin yalnızca fikirleri değil, bizzat kendileri de iktidar sahasında daha sık ve güçlü görünür oldu. Ki tam da bu yüzden, 19. yüzyılda Yahudilere yapılan biyolojik ayrımcılık şimdi, Ortadoğu, Afrika ve Müslümanlara yönelmiş görünüyor.

Nazilerin 1920’lerden itibaren iktidara yürüyüşüne ilişkin pek çok okuma vardır. En meşhuru, Versailles ile ortaya çıkan ezikliğin, Almanlarda........

© Gazete Duvar


Get it on Google Play