menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

İsrailli tarihçi Ilan Pappé: İsrail uzun vadede çözülüp çökebilir

109 14
27.08.2024

Ortadoğu ve özellikle de Filistin tarihini inceleyenlerin en sık karşılaştığı, önemle fikirlerini okuduğu bir isim, İsrailli tarihçi Prof. Dr. Ilan Pappé. İsrail Komünist Partisi ve bazı sol-sosyalist Filistinli grupların da içinde bulunduğu sol çatı örgütü Hadaş’ın da içerisinde yer almış bir isim olan Pappé, Filistin meselesinde takındığı tutum nedeniyle akademik kariyerine ve hayatına ülke dışında devam etti. İngiltere’de Exeter Üniversitesi Öğretim üyesi olan Ilan Pappé’nin Modern Filistin Tarihi (Phoenix), Modern Ortadoğu: Toplumsal ve Kültürel Bir Tarih (İletişim), İsrail Hakkında On Mit (Nika), Filistin'de Etnik Temizlik (İntifada) ve Unutulmuş Filistinliler: İsrail’deki Filistinlilerin Tarihi (Küre) gibi çeşitli eserleri Türkçede yayınlandı.

Biz de Filistin gündemine dair kafamızı kurcalayan sorulara yanıtlar bulabilmek adına Pappé ile konuştuk. Çözüm önerileri ve ihtimallerinden sorunların kaynaklarına dair Pappé, açık ve net yanıtlar vererek farklı bir alternatifin kaçınılmazlığından bahsetti.

Filistin’deki krizin başından beri birçok farklı tanım sıkça karşımıza çıkıyor. Sahadaki aktörler çeşitli şekillerde tanımlanabiliyor, örneğin ‘işgal gücü’, ‘Siyonist rejim’, ‘İsrail devleti’ gibi. Sadece aktörler de değil, mücadelenin/kavganın ta kendisi de yine farklı tanımlar üzerinden gidiyor. Yaşananlar kimileri için ‘ulusal kurtuluş mücadelesi’, kimileri için ‘savaş’ ya da ‘çatışma’, kimileri için ‘anti-terör operasyonu’ ya da ‘bölücü isyan’ olarak görülüyor. Hal böyle olunca sizce mevcut durumu ve aktörleri nasıl tanımlamak gerekiyor ki yaşlananları daha sağlıklı okuyabilelim?

Tanımların her zaman önemli olmadığını düşünüyorum. Örneğin İsrail, İsrail devletini adlandırmanın doğru yoludur. Ancak soru, İsrail rejimini nasıl tanımlayacağımız sorusudur. İsrail kendini bir demokrasi olarak tanımlarken uluslararası insan hakları örgütleri onu bir apartheid(1) devleti olarak tanımlıyor. Tanımların önemli olduğu bazı durumlar var, örneğin Filistin mücadelesini kurtuluş mücadelesi ya da anti-sömürgeci mücadele olarak tanımlamak ve ‘terörizm’ tanımlamalarını reddetmek. Ayrıca İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki eylemlerini ‘savaş’ ya da ‘öz savunma’ olarak gören tanımlama eğilimlerine de itiraz ediyoruz ve bunu bir ‘soykırım’ olarak tanımlıyoruz.

İşgal, çoğu kişinin katıldığı daha tarafsız bir tanımdır. İsrail’de işgal edilen topraklar İsrail’in ‘organik bir parçası’ olarak ele alınıp ‘Yahudiye ve Samarya(2) olarak adlandırılıyor, ‘işgal toprakları’ olarak değil. Her şey genel olarak durumu nasıl gördüğümüzle ilgili: Terörizme karşı savaşan bir demokrasi mi? Yoksa -benim de düşündüğüm gibi- Siyonizm adlı bir yerleşimci sömürgeci hareket tarafından ele geçirilen vatanını sömürgecilikten kurtarmaya çalışan bir sömürge karşıtı hareket midir? Üstelik özellikle 1967’den bu yana apartheid devletinin karakteristiklerini taşıyan bir yerleşimci devleti yaratan bir Siyonizm midir bahsettiğimiz?

Yerleşimci-sömürgeci bir devlet olarak tanımladığımız İsrail’in geleceğinden söz etmek isteriz. Sizce askeri, ekonomik ve teknolojik üstünlüğünü kullanarak İsrail’in dilediği amaca ulaşması mümkün müdür?

Kısa vadede, toprakları kontrol........

© Gazete Duvar


Get it on Google Play