menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

2025: Sağlıkta haktan ticarete, şifadan borsaya

7 1
latest

Türkiye’de sağlık sisteminin teknik sorunlarından öte yapısal yönelimlerinin görünür olduğu bir eşik yılıydı 2025. Bütçe tercihleri, insan gücü krizi ve denetimsizlik; sağlığın kamusal bir hak olmaktan uzaklaşarak piyasa ve güvenlik öncelikleriyle yeniden tanımlandığını göstermektedir. 2025, sağlıkta piyasanın istisna değil norm olduğu yıl olarak kayda geçti.

Son yirmi yılda “reform” ve “dönüşüm” başlıkları ile yürütülen sağlık politikaları, 2025’te kamusal hak anlayışından belirgin biçimde kopmuştur. Sağlık hizmetleri; giderek satın alınabilen, devredilebilen ve lisanslanabilen bir piyasa faaliyetine dönüşmektedir.

Özel hastanelerin hizmetteki payının yüzde 40’lara ulaşması ve yenidoğan yoğun bakım yataklarının çoğunluğunun kamu dışında bulunması bu yönelimin nicel göstergeleridir.

Ancak 2025’in asıl kırılma noktası, 7511 sayılı Kanun ile uzman hekim kadrolarının ve hastane lisanslarının “açık artırma” usulüyle satışa çıkarılması olmuştur. Bu düzenleme ile sağlık hizmetinin planlanmasında “ihtiyaç” kriterinin yerini “En yüksek teklifi veren” sermayenin alması, Türkiye sağlık sisteminde ticarileşmenin ulaştığı son aşama olarak kayıtlara geçti. Bu uygulama ile adeta hekim emeği borsası kurularak hasta gereksinimleri alenen birer ticari meta olarak tescillenmiştir.

2026 için merkezi bütçe 18.9 trilyon TL olarak öngörülürken, Sağlık Bakanlığının payı yüzde 7.8’de kalmış; savunma ve güvenlik harcamaları (yüzde 11.4) sağlığın önüne geçmiştir. “Nominal artışa rağmen reel büyümenin yüzde 6’da kalması”, derinleşen yoksulluk karşısında halkı savunmasız bırakmıştır. Üstelik........

© Evrensel