menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Hasta tutuklular

11 2
09.04.2025

Türkiye’de 25.02.2025 tarihi itibariyle, 264 kapalı ceza infaz kurumu, 98 müstakil açık ceza infaz kurumu, 4 Çocuk Eğitimevi, 12 Kadın Kapalı,
8 Kadın Açık, 9 Çocuk ve Gençlik Kapalı Ceza İnfaz Kurumu olmak üzere toplam 395 ceza infaz kurumu bulunmaktadır ve bu kurumların kapasitesi 299.940 kişiliktir.

(https://cte.adalet.gov.tr/home/sayfadetay/cik-genel-bilgi#:~:text=9 çocuk ve gençlik kapalı,anlayışı doğrultusunda hızla azaltılması gerekmektedir.)

Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği'nin (CİSST) 2025 yılı ocak ayı Cezaevi İstatistikleri Raporu’na göre, Türkiye'deki cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlü sayısı, kapasitenin yüzde 27,48 üzerine çıkarak 384 bin 216'ya ulaşmıştır. Cezaevlerinin toplam kapasitesi 301 bin 397 ve kapasite fazlası mahpus sayısı 82 bin 819 olmuştur.

2025 yılı ocak ayında MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, Anayasa'nın 17. maddesine ve İnsan Hakları Sözleşmelerine de atıfta bulunarak şu ifadeleri kullanmıştı:

"Hapis cezasının infazı, mahkûmun hayatı için kesin bir tehlike teşkil ediyorsa, iyileşinceye kadar infazın geri bırakılması tartışma konusu olmamalıdır. İnsan Hakları Sözleşmelerinde ve Anayasamızın 17. maddesinde belirtildiği üzere; 'her insan doğuştan gelen yaşama hakkına sahiptir.' İnsan hakları içinde değer sırası bakımından ilk sırada yer alan yaşama hakkı diğer tüm hakların varlık sebebidir. Devlet bu hakka saygı göstermekle yükümlü, etkin olarak korumakla görevlidir. Hükümlü ve tutuklular ile gözaltına alınan kişiler bakımından yaşama hakkı özel bir öneme sahiptir. Çünkü, bu kişiler devletin denetimi ve gözetimi altındadır."

İnsan hakları meselesi, her ne kadar hukukun konusu olsa da aynı zamanda hukukun siyasileşebildiği durumlarda siyasetin de konusu oluyor.

Katı devletçi sistemlerde,........

© Elips Haber