Yanaşık düzen
Mustafa BAŞAR
YÖNETİM DANIŞMANI
Yönetici olarak yaptığım konuşmalarda ve yazdığım yazılarda neden sıkça tarihten örnekler verdiğim ve askerlik mesleğini ilgilendiren konulardan bahsettiğim ile ilgili sorular almaya başladım. Ordu yönetimi ile şirket yönetimi arasında hiçbir benzerlik olmadığını düşünenler elbette yanılıyorlar; üstelik sanılanın aksine birçok açıdan aralarında neredeyse fark yoktur! Çünkü “yönetim prensipleri” evrenseldir; dahası içeriğinde “insan” olan ya da diğer bir deyişle insanlardan oluşan kurum ile organizasyonlar temelde benzer şekilde sevk ve idare edilirler.
Askerlik yapanlar bilirler, özellikle değerli kadın okuyucularımız için önce şu bilgiyi vermek isterim; askerliğin temeli yanaşık düzendir. Aslında biliyorsunuz; sağa dön, sola dön, uygun adım marş komutlarıyla hareket edilen, hani şu ilk uygulanan temel askerlik eğitimi. Severek yaptığım vatani görevimden önce duymuştum, sonrasında da uzun yıllar boyunca duydum; “askerde mantık yoktur” sözünü. Lisans eğitimi almış, üniversite mezunu insanlar sağa dön, sola dön komutlarıyla günlerce süren işte bu temel askerlik eğitimi olan yanaşık düzen ile ilgili olarak özellikle bu yönde düşünürler. Oysa birçoğu şahit olmuştur; eğitim seviyesi ne olursa olsun, bireysel olarak değil de toplu olarak “senkronize bir şekilde” komut gelince aynı anda kusursuzca harekete geçmek sanıldığından çok daha zordur! Ordu yönetimleri bilinçli olarak, farklı silahları kullanmayı da içeren atış eğitimi dâhil, çeşitli muharebe ve hayatta kalma eğitimlerinden önce bireylere yanaşık düzen eğitimi verirler. Çünkü yanaşık düzen, bireylerin hem fiziksel hem de zihinsel olarak disiplinli ve düzenli bir şekilde hareket etmelerini sağlayan, onları “askere dönüştüren” temel eğitimdir. Yani genel kanının tam aksine, askerde mantık vardır! Organizasyon ve planlama, en düşük zekâ ve eğitim seviyesindeki bireyleri de kapsayacak şekilde yapılmıştır. Çünkü amaç hatayı, aksaklığı asgari düzeye indirmektir. Sivil bir iş insanı olarak elbette militarist değilim, ancak objektif bir şekilde şirketlerin ve silahlı kuvvetlerin yönetimleri arasındaki ortak noktaları analiz etmenin faydaları olduğunu düşünüyorum. Üstelik dünya genelinde iyi eğitim görmüş, meslek hayatı boyunca disiplin içerisinde çalışmış üst rütbeli kurmay subayların, general ve amirallerin önemli bir bölümünün emekli olduktan sonra özel sektörde (sadece savunma sanayi ve güvenlik şirketleri değil) üst düzey yönetici olarak çalışanlarından son derece başarılı örnekler var. Aksi yöndeki bir örneği hiç duymadım; yani bir iş insanı olan sivilin, silahlı kuvvetlerde üst düzey komutanlığa getirildiğinin örneği yok. Çünkü askerlik mesleği bilindiği üzere diğer mesleklerden farklı olarak kendine münhasır özel bir uzmanlığı ve tecrübeyi gerektirir. Cumhuriyetimizin tarihi boyunca iki bin beş........
© Ekonomim
