menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Yeşil dönüşümün en yoksulları cezalandırmamasını nasıl sağlayabiliriz?

17 1
07.08.2024

Ölçmediğimiz şeyi iyileştiremeyiz. Bu durum özellikle yeşil dönüşüm ve bunun potansiyel sosyo-ekonomik etkileri için de geçerli. Dünya Ekonomik Forumu tarafından BCG iş birliğinde yayınlanan “Eşitlikçi Bir Geçişin Hızlandırılması” başlıklı rapor, yeşil dönüşüm çabaları ile sosyal sonuçlar arasındaki kesişimi ortaya koyuyor. Rapor, farklı ülkelerin yeşil dönüşümde eşitliği sağlamada karşılaştıkları fırsat ve zorlukları vurgulayan altı eşitlikçi geçiş arketipi tanımlıyor.

Yeşil dönüşüm için herkese uyan tek bir yaklaşım yok. İklim politikalarının maliyet ve faydalarının her ülke için net bir şekilde ortaya konması gerekiyor. İklim azaltma eylemlerinin sosyo-ekonomik etkileri daha iyi anlaşılmadıkça, iklim eyleminin kendisine karşı bir tepki oluşması ve küresel toplumun 1.5 dereceyi görünürde tutma becerisinin riske girmesi de muhtemel. Bu örnekler, Türkiye’nin yeşil dönüşüm sürecini anlamak açısından da önemli.

Yüksek gelirli, hizmet odaklı ekonomiler, ekonomik eşitliği sağlarken mevcut yeşil teknolojiler aracılığıyla emisyon yoğunluğunu azaltma konusunda önemli adımlar atıyor. Nitelikli işgücü ve yüksek finansal kapasite güçlü yönleri arasında yer alırken, rekabet gücünün azalması, hayat pahalılığı baskıları ve yaşlanan işgücü potansiyel zorluklar olarak görünüyor. Örneğin; Birleşik Krallık, küresel sera gazı emisyonlarının yaklaşık yüzde 1’inden sorumlu ve 2050’de net sıfıra ulaşmayı hedefliyor.

Hükümet, 2024 yılına kadar kömürle çalışan enerji santrallerini aşamalı olarak kapatmayı, yenilenebilir enerji kaynaklarını artırmayı ve yeni nükleer enerji kapasitesine yatırım yapmayı planlıyor. 2030 yılına kadar piyasa likiditesini arttırmak için 100 milyar sterlinin üzerinde özel yatırım potansiyeli yaratmayı taahhüt eden bir Yeşil Finans Stratejisi ortaya koydu. Hükümetin Yeşil İşler Görev Gücü, yüksek karbonlu sektörlerde çalışanların geçiş süreci boyunca desteklenmesini ve kadınların yeni yeşil işlerde eşit şekilde temsil edilmesini sağlayarak vasıflı bir işgücü yaratmayı amaçlıyor. Ancak Birleşik Krallık’ta eşitlikçi bir geçişin önündeki zorluklar, geçim sıkıntısının giderek artan bir endişe kaynağı olmasıyla birlikte ortaya çıkıyor.

Bu ülkeler, inovasyon odaklı ekonomik modellere geçiş yapan, önemli sanayi istihdamına sahip üst-orta ve yüksek gelirli ekonomileri kapsıyor. Bu tanıma dahil olan birçok ülke, işgücünün önemli bir kısmını önemli dönüşüm gerektiren eski sanayi sektörlerinde bulundurma eğiliminde; bu da yeniden beceri kazandırmayı ve iş geçişlerine destek olmayı kilit zorunluluklar haline getiriyor.

Örneğin; Uruguay, küresel sera gazı toplamının yaklaşık yüzde 0,1’inden sorumlu ve 2050 yılına kadar karbon nötr olmayı taahhüt ediyor. Fosil yakıtlar halen ülkenin toplam enerji arzının yaklaşık yüzde 45’ini oluşturuyor. Yeşil Hidrojen Sektörel Fonu, 2040 yılına kadar yıllık 1,9 milyar dolar gelir elde etmesi ve 30 binden fazla istihdam yaratması öngörülen ağır sanayi ve ulaşımda yeşil hidrojen kullanımını yaygınlaştırmak için ikinci enerji dönüşümünü hızlandırmış durumda. Uruguay, Uluslararası Çalışma Örgütü’nün Adil Geçiş kılavuz ilkelerini pilot olarak uyguluyor ve bunun bir parçası olarak paydaşların ekonomi genelinde yeşil işler yaratma stratejileri konusundaki anlayışını artırmak için çalışıyor.

Sığır eti ihracatçısı olan hükümet, 2021 yılında Küresel Metan Taahhüdüne katıldı ve 2030 yılına kadar sığır eti üretim birimi başına metan ve azot oksit........

© Ekonomim


Get it on Google Play