HIZ VE HAZ DÜNYASINDA SUSMAK
Modern çağın en belirgin özelliklerinden biri, hız ve haz odaklı bir yaşam biçiminin benimsenmesidir. Teknolojik gelişmeler, insan hayatını kolaylaştırmakla birlikte zamanın kutsiyetini ve anlamını göz ardı eden bir tüketim kültürünü de beraberinde getirmiştir. İnsan, adeta sürekli bir koşuşturma ve tatmin arayışının içine hapsedilmiş durumdadır. Bu bağlamda İslam, hız ve haz dünyasını hem bireysel hem toplumsal açıdan değerlendiren önemli prensipler sunar.
Kur’an-ı Kerim’de zamanın önemine sık sık vurgu yapılır. Asr Suresi’nde şöyle buyrulur: “Asra yemin olsun ki insan hüsrandadır. Ancak iman edip salih amel işleyenler, birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye edenler bunun dışındadır.” (Asr Suresi, 103:1-3). Bu ayetler, zamanı doğru kullanmanın ve amelleri anlamlı kılmanın gerekliliğini vurgular. Ancak modern yaşamın hız tutkusu, insanı derinlikten uzaklaştırarak sığ bir yaşama sürüklemektedir. Bu durum, zamanı israf etmekle sonuçlanır ki İslam, her tür israfı yasaklar: “Yiyin, için fakat israf etmeyin. Çünkü Allah israf edenleri sevmez.” (Araf Suresi, 7:31).
Hız tutkusu, insana dünyevi hedeflere ulaşmada kolaylık sağlasa da manevi derinliği kaybettirebilir. İbadetler, bu anlamda hızın getirdiği yüzeysellikten uzaklaşmayı ve tefekküre yönelmeyi sağlar. Örneğin, namaz gibi ibadetler insana zamanı fark etmeyi, yavaşlamayı ve manevi huzura ulaşmayı öğretir .İslam, insanın dünya nimetlerinden faydalanmasını yasaklamaz; aksine ölçülü olmayı tavsiye eder: “Allah'ın sana verdiği nimetlerle ahiret yurdunu ara, dünyadan da nasibini unutma...” (Kasas Suresi, 28:77). Ancak hazza dayalı bir yaşam biçiminin, insanı yaratılış gayesinden uzaklaştırma riski taşıdığı da belirtilmiştir. Hazzın geçici olması ve insana gerçek huzuru sağlayamaması, bu riskin temel nedenidir. Peygamber........
© Denge
