DURUŞU TARZA DÖNÜŞTÜRMEK…
Duruş; bir insanın en sessiz ama en güçlü beyanıdır. Ne söylediğinden çok, neye razı olmadığını anlatır. Kişi, kalabalıkta nasıl konuştuğuyla değil; yalnız kaldığında neyi terk etmediğiyle tanınır. Çünkü duruş; şartlara göre eğilip bükülen bir refleks değil, ilkelere sadakatin adıdır. Tarz ise; bu sadakatin hayata yansıyan biçimidir. Duruşunu tarza dönüştürebilen insan; hem kendisiyle barışıktır hem de çevresine güven verir.
Karakterli insan; ilişkilerini menfaat terazisinde tartmaz. Kiminle güçlü, kiminle zayıf olduğuna bakarak mesafe ayarlamaz. Yakınlığını çıkar büyütmez, uzaklığını intikam küçültmez. İlişkilerinde netlik vardır; muğlaklıkla iş tutmaz. Çünkü bilir ki; netlik kırıcı değil, kurtarıcıdır. “Belki”lerle oyalanmaz; “evet”i de “hayır”ı da zamanında söyler. Bu, sertlik değil; saygıdır. Kendine duyduğu saygı, başkasına da ölçü olur.
Duruşu olan insan; görünür olmaya değil, doğru olmaya taliptir. Alkış aramaz, şahitlik ister. Popülerlik peşinde koşmaz; ilke peşinde yürür. Zor zamanlarda sesi kısılmaz, kolay zamanlarda sesi yükselmez. Aynı çizgide kalabilmek için rüzgârın yönünü değil, pusulasını kontrol eder. Çünkü pusulası şaşmayanın yolu uzasa da istikameti kaybolmaz.
Tarz; dış görünüşten ibaret değildir; tavrın sürekliliğidir. Tarz; nasıl........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin
Daniel Orenstein