menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

“TARAFSIZLIK” TARAFI OLMAK

10 1
tuesday

Tarafsızlık; her zaman erdem değildir. Özellikle kaotik dönemlerde tarafsızlık çoğu zaman bir duruş değil, kaçış biçimidir. Çünkü kaos, gri alanları sevmez; hak ile bâtıl arasındaki mesafeyi kısaltır. Böyle zamanlarda “ben taraf değilim” demek, çoğu kez güçlünün tarafında sessizce durmak anlamına gelir. Zira zulüm sürerken susmak; fiilen zulmün alanını genişletmektir.

Tarafsızlık zor bir tercihtir ama her zorluk erdem değildir. Asıl zor olan; hakikatin tarafı olmaktır. Dik durmak, tek kalmayı göze almaktır. Çoğunluğun gürültüsüne rağmen vicdanın sesini koruyabilmektir. Hakikatin yanında durmak; güce karşı tavır almayı, bazen yok sayılmayı, bazen de yok edilenlerin hamisi olmayı gerektirir. İşte bu yüzden hakikat; kalabalıkları değil, karakterleri sever.

Sosyolojik olarak bakıldığında, kriz ve belirsizlik dönemlerinde toplumlar üçe ayrılır. Gücü kullananlar, güce maruz kalanlar ve gücün etrafında konforlu bir sessizlikle dolaşanlar. Üçüncü grup, kendisini tarafsız olarak tanımlar. Oysa bu konum, en az bedel ödeyen ama en çok ahlâkî aşınmaya uğrayan alandır. Çünkü tarafsızlık, zamanla bir alışkanlığa dönüşür; haksızlık normalleşir, vicdan körelir, itiraz refleksi kaybolur. İnsan, susa susa kendine yabancılaşır.

Toplumların çöküşü çoğu zaman zalimlerin gücünden değil, “iyi insanların sessizliğinden” başlar. Tarih, bunu defalarca ispatlamıştır.........

© Denge