menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Mutlakiyete giden süreç: Ordu ve yargının dönüştürülmesi

51 19
14.10.2025

Dünkü yazım, tek adam rejiminin başlangıç noktası üzerineydi: AB üyelik vizyonu, milyarların hem Avrupa’dan doğrudan yatırım olarak hem dünyayı istila eden doların akmasından (hem de 70 milyar dolarlık Cumhuriyetin neredeyse tüm kazanımlarının satılmasından) kaynaklanan “ekonomik mucize” safsatası, türban, cumhurbaşkanı seçimi (Gül) ve ordu muhtırası üzerine inşa edilen mağduriyet nedeniyle AKP’nin oyunu yüzde 46’lara çıkararak, mutlak iktidar yolunda başlangıç-temel harçları koyduğunu yazmıştım.

Arkası tabii ki gelecekti.

Ordunun siyaset üzerinde vesayetinin bitirilmesi projesi hemen geldi. Ordunun siyaset üzerinde vesayetini savunan bir insan değilim. Bu vesayet bitirme projesi, orduda FETÖ’cü ve AKP’li olmayan yetenekli subayların tasfiye edilerek anayasal düzenin değil, iktidara biat eden bir ordunun oluşturulma projesi olarak uygulanacaktı.

Bu proje de aslında AKP’nin, anayasayı ve yasaları istediği gibi uygulayacağı, karşısında “tehlike” olarak gördüğü her kurumu “mümkün olduğu kadar AKP’lileştirerek”, mutlak iktidarını kurma projesinin çok önemli bir tasfiye politikasının önemli parçasıydı.

Bu nedenle, eski orduyu tasfiye tepeden tırnağa sahtekârlıklarla dolu davalarla, binlerce suçsuz masum, kendini milletini ve vatanını savunmaya adamış subayların mahkûmiyeti ile sürecekti.

İlginç bir şekilde bu tasfiye 2007’de, büyük olayların yaşandığı sürecin bir parçası olarak, 2007 Haziran’ında Ergenekon projesiyle, Ümraniye’de bir gecekonduya konan 27 el bombası “bulunmasıyla” yürürlüğe kondu. İçlerinde asker, sivil, gazeteci, bilim insanı vb. bulunan “AKP’yi yıkmak için kurulan gizli örgüt” davası bir yıl sonra başlayacak ve........

© Cumhuriyet