Hayvancılıktaki yol ayrımı - Gülay Ertürk
Türkiye bugün hayvancılıkta çok kritik bir eşiğe geldi. Yıllardır tartışıyoruz, konuşuyoruz, toplantılar yapıyoruz, raporlar yayımlıyoruz ama sorunlarımız yerinde sayıyor. Çünkü kimse gerçeğin adını açıkça koymuyor: Biz yalnızca hayvan ithal eden bir ülke değiliz; yem hammaddesi de ithal eden bir ülkeyiz. Yani hastalıklar bir yandan, verimsiz işletme yapısı bir yandan, yem “hammaddesi” bağımlılığı diğer yandan hayvancılığınızı kemiriyor.
Bir gerçek daha var: Türkiye’de hayvan sayısı aslında sorun değildir. Sorun, hayvanın doğru yönetilememesidir. Türkiye'nin süt ineği varlığı Avrupa ülkelerinden fazladır. Ama işletme başına düşen hayvan sayısı ortalama 6 baştır. Bu sayı Avrupa’da 40–60 baş, ABD’de 357 baştır.
Bu ülkede orta ölçekli işletmeler güçlenmeden hayvancılık düzelmez. Küçük aile işletmesi kırsalın canıdır; mutlaka korunmalıdır. Ama beş ineği olan bir aileyi, küresel yem piyasasıyla rekabet ettiremezsiniz. Orta ölçek olmadan suni tohumlama başarı oranı artmaz, buzağı kayıpları düşmez, süt verimi yükselmez, bir üretim planı yapılamaz.
Fakat bütün bunlar yetmez. Çünkü Türkiye’nin bir başka gerçeği daha var: Biz bir koyun ülkesiyiz. Türkiye’nin doğal yapısı küçükbaş hayvancılığa uygundur. Koyun, iklime dayanır; merayı değerlendirir,........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin