Adil yargılanma hakkı engellenebilir mi? - Suna Türkoğlu
Anayasamızın, “temel haklar ve ödevler” ile ilgili ikinci kısmının ikinci bölümünde, “kişinin hakları ve ödevleri” düzenlenmiştir. Bu bölümde 13. başlık altında yer alan “hakların korunması ile ilgili hükümler”deki 36. maddede, “hak arama hürriyeti” yer almaktadır. Maddenin birinci fıkrası “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir” hükmünü taşımaktadır. Adil yargılanma hakkı maddeye 2001 yılında 4709 sayılı kanunla girmiştir.
Hak arama hürriyeti ve adil yargılanma hakkı, demokratik hukuk devletinin en temel kavramlarından biridir ve yasama, yürütme ve yargı güçleri tüm faaliyetlerinde bu anayasa hükmü ile bağlıdır. Anayasada aynı bölümde 15. başlık altında ise “temel hak ve hürriyetlerin korunması” ile ilgili 40. madde yer almakta ve birinci fıkrasında “Anayasa ile tanınmış hak ve hürriyetleri ihlal edilen herkes, yetkili makama geciktirilmeden başvurma imkanının sağlanmasını isteme hakkına sahiptir” hükmünü taşımaktadır. Bu hüküm de diğer anayasa hükümleri gibi tüm devlet organları yönünden bağlayıcıdır.
Anayasal durum bu olduğuna göre hiç kimsenin bu hakları, devlet güçlerince yok sayılamaz ve kullanılmalarının önüne engel konamaz. “Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname”, 13/2/2018 tarih ve 7098 sayılı kanunla değiştirilerek kabul edilmiştir. Bu düzenlemenin iade hükümleri başlıklı 2. maddesinde, bir olağanüstü hal kanun hükmünde kararnamesi (OHAL KHK’si) ile doğrudan kamu görevinden çıkarılıp........
© Cumhuriyet
visit website