28 Şubat'ın intikamı ve orgenerallerimiz
Siyasette yumuşama, normalleşme ve diyalog demiştiniz değil mi? Gerçek yanıt hemen on gün sonra tokat gibi geldi. İktidarın yeni yargı paketi ile yoktan yaratmayı başardığı “etki ajanlığı” çılgınlığının kapsama alanı ile herkes hakkında her an casusluğa kadar varan suçlamalar yapılabilecek. Ceza dediğiniz şey, somut olur. Mesela askeri bilgileri, milli istihbarat konularını veya gizli yargı kararlarını veya devletin gizli ulusal güvenlikle ilgili konularını yurtdışına sızdırmak, yalnız suç değil, vatana ihanettir, bunu herkes söyleyebilir. Ama bu kadar muğlak bir tanımlamaya oturan, bu kadar hedefe konan herkese suç isnat etme konusunda iktidara özgürlük tanıyan hiçbir yasa, özgür ve demokratik bir ülkede çıkarılamaz, daha doğrusu çıkarılması gündeme bile getirilemez. Bu ülke FETÖ döneminde özellikle yaşadığı ağır hukuk saldırılarını, kumpasları ve iktidarın kötüye kullanmasının yaralarını daha henüz saramadı. Böyle bir “etki ajanlığı” komedisiyle sırası gelen her muhalife istenilen her kulpun takılabileceği bir hukuk düzenine, hiçbir çağdaş ülkede ve anayasasında yer yoktur.
Böyle bir yasanın kötü niyetli ellerde nerelere varabileceğini düşünmek veya bunu kaleme almak bile istemiyorum, çünkü zaten bugünkü var olan yasalarla bile işlerin nerelere vardığını maalesef her gün okuyoruz, dinliyoruz, yaşıyoruz.
Mesela siyasi gündemimizin en büyük kanayan yaraları arasında bulunan 28 Şubat davasındaki beş emekli komutanın, 1000 gündür tutuklu olması, yalnız hukuk düzenimizin değil, siyasi ortamın, medyanın, hepimizin ayıbıdır.
Emekli Generallerimiz Çetin Doğan, Fevzi Türkeli, Yıldırım Türker, Cevat Temel Özkaynak veya Erol Özkasnak’tan herhangi birinin başına sağlık sorunları yüzünden kötü bir vukuat getirirse, bunun bedelini kim ödeyebilecek? Bu değerli generallerin ömürlerinin son dönemini bu kadar haksız bir şekilde cezaevinde geçirmeleri, ülkemiz........
© Cumhuriyet
visit website