menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Bir devrimciyi sonsuzluğa uğurlarken…

32 20
29.05.2024

Türkiye’nin politik tarihinde ‘devrimci’ olmak özellikle 1970-1980’li yıllarda, muhalif olmanın en ilgi çekici ifadesiydi. ‘Komünist’ ya da ‘sosyalist’ olmaktan daha etkili bir politik tutuma işaret ediyordu ve daha kapsayıcıydı. Her meslekten, çevreden, sınıf ve gelenekten devrimci olmak mümkündü. Aynı şekilde ‘devrimci pratiklerin’ sınırları da oldukça genişti. Yine de bir politik gruba ve dolayısıyla o gruba ait bir dergi-gazeteye ‘sempatizan’ olmak herhalde hem daha özel, hem de bir tür ortak tanımlayıcı nitelikti.

Devrimci gazete-dergiler o sürecin en ilgiyle izlenen ve örgütlerin de önüne geçen örneklerdi. Bir gazete-derginin sempatizanı olmak, kendi başına örgütten daha fazlasını anlatırdı. Ayrıca profesyonel yöneticileri olmadığı halde, her yerde bulunabilen tirajı yüksek yayınlardı. Yasal zorunluluklar nedeniyle her birinin ‘sorumlu yazı işleri’ müdürleri’ ve ‘sahipleri’ vardı ama klasik patronları yoktu. Üstelik bu gazete sahipleri ve müdürleri politik tehdit altındaydılar ama yine de bu işler için nöbetleşe görev alıyorlardı.

Bu gazetelerin gelenekten devrimci ‘resmi’ yöneticilerinin tehdit altında olması, karşı karşıya kaldıkları davalardan kaynaklanıyordu. Her haber ya da yazı, ilgili kanunlara göre ‘suç unsuru’ iddiasıyla cezai karşılık buluyordu. Bu da gazete ve/veya dergi sorumlularının bazen yüzlerce yıl hapis cezası almasıyla sonuçlanıyordu. 1980 darbesi........

© Birgün


Get it on Google Play